138 Her Ay ibadeti senetin ve cezbetün min cezebatirrahmani tüvâzi ame- lessakaleyn) dir. Ve dahi bunlarda terk var, kağnı ile gitmek gibi değildir, zira tarikat ehlinin evvel ameli terki dünyadır. Terk, melekut âlemine doğru uçmağa kanattır; murad yakin ile olan taattır: Ve ecnihatün tatirü bigayri rişim Ilâ melekuli rabbil âlemina Yani ehlüllahın kanatları var, tüyü yoktur, zira nurdan- dır. Melekut âlemine doğru uçarlar. Ol kanat bunlarda terk- leri sebebiledir. Ve telkini meşayih ile ve mâyei Muhammediye ile ve usuli esmâya müdavemet ile ve riyazati şâkka ile biter. Hâsılı kelâm demek olur ki tarikat ehlinin en ednasının hulüsini ve sıdkını ve yakinini ve hüsni itikadını kırk âbidin gönlü çekmez. Zira bunlar da terk vardır: (Hubbüddünya re'- sü külli hatietin ve terküddünya re'sü külli ibadetin) dir. İmdi bir kimse nohut kadar cevheri kırk kağnıya yüklet- tim çekmedi demiş olsa murad onun kıymetidir ki haddı zatın- da yüz altın eder. Bu surette bir cevheri kırk elli kağnıya yük- letmek kabildir. “ Bu temsil ehli halin edna mertebesinde olanlara göredir. Zira serçe kuşların zaiftidir. Uzak sefer edemez. Alâ mertebe: de olanlar doğanlar ve şahinler gibidirler. Anların birinin a- meli ve yakini ve zevki yüz bin âbidin amellerinden ve yakin- lerinden ve zevklerinden ziyadedir. Anların kanadını kağnı de- gil belki yer, gök, arş, kürsi çekemez. Bir sinek bir kartalı salladı vurdu yere Yalan değül gerçektir ben de gördüm tozunu Bu beyt bazı riyaset ve cah sahipleri olan ve da'va sahip- leri ve ilimde kâmil geçinen cifei dünya kuzgunlarının ehli ta- rika münkirlerinin hallerini ve gözde hor ve hakir ve fakir miskin gezen urefânın kemallerini beyan eder, Yani bunların zâhirlerinin fakrü fenasını ve tezellülü meskenetlerini görüp istihza tariki ile onlara bâzı sual eyleyüp anlardan birisi bu gözüne sinek kadar görünmeyen urefa ile söze ve irfana gel- dikte sinek misali olan fakir şahin gibi ol kartalı kaldırıp yere