abiat ildir. bilin- . sviri: dam- mten- klik). ının - 'iktir. 'inet,, olsun k sıh- idede "ette,, ileri lüyor. Edebiyat ve Sanat Bütün bunları bulan şair çocuk gibi seviniyor: “Daha şair neler bulup söyler,, Diye hopluyor.. Sonra, Edebiyatı Cedideciliğe has olan o ka- ranlık “ciddiyet,, i unutmak üzere olduğunu farkediyor. Kendi kendinin yaramazlığına başını sallıyarak, gelincikle- rin çiftçiye “bir büyük musibet,, oldukları dersini veriyor!. Hayatta Hayat mı?.. Rüya, hulya, mesti, humma, Fakirizm: bühran.. ve hepsinin üstünde ağlatıp s1z- latan ölüm dururken, hayat da düşünüle- cek şey mi ya! Bereket, öldü denilmesine rağmen şüphesiz yaşıyan Tevfik Fikretle, maşallah gürbüzce yaşadığı halde ölmüş sayılan Bay Mehmet Emin'e... Eğer onlar da olmasaymış- lar, Edebiyatı Cedidenin hayat hakkındaki düşünceleri cid- den tarihi bir sır olacakmış. Yalnız, onlar pek karıştırırlar. Biz önceden haber vere- lim ki, burada bahis mevzuu olan biyolojik ve uzvi canlılık değil, sosyal insan hayatıdır. Bu farkı derinleştirmediği için: “Bugün hayatı müsel- sel bir ihtiyaçı siyah,, gibi gören şair, beşeri felâketleri ade- tâ tabii ve fıtri sanır. Halbuki “İnsanlar ancak halledebile- cekleri meseleleri önlerine korlar,, (K. Marks). İnsanlığın önüne çıkan her mesele gibi ihtiyaç da ancak giderilme im- kânlar ile birlikte doğar. Şayet giderilemiyen, bir felâket ha- line gelen ihtiyaçlar varsa, bunda mutlak ve tabii bir tatmin imkânsızlığı vehmetmemeliyiz. Tamamen izafi ve tarihi bir tatminsizlik karşısında bulunduğumuzu hatırlamalıyız. İhtiyacın siyah veya beyaz olduğunu parmağımıza dolaya- cak yerde, tatmin tarzı üzerinde kafa yormalıyız. Şiir gibi sosyal bir ölçüyle ihtiyaçtan şikâyet etmek, “nefsi emmare,, yi öldürmek, kısmetine tevekkül göstrmek kabilinden orta çağa has bir Fakirizm yapmak değil midir? Cemiyet mi, Birazdan göreceğiz. Edebiyatı Cedideci şekil mi? nadiren uzvi canlılığı sosyal hayattan a- yırdeden fakât, umumiyetle hangi hayat-