Najançur Beyleri Yazan: R. TAGORE Nakleden: 5. EROL Eski zamanlarda Najançur babuları( 1) zenginliği ile meş- hur derebeyleriydiler. O kadar müsrif ve nazlı alışmışlardı ki, giyinmek için en seçme Hint kumaşlarını beğenmezler, dakka muslinlerinden, vücudu örselemesin diye, top kenarlarını kesti- rip attırırlardı. Halkın ağzında hâlâ onlara ait rivayetler dola- şır: Bir kedi yavrusunun düğünü için binlerce ropi sarfederler- miş. Büyük bir ziyafet verdikleri zaman sayısız lâmbalar yaktı- rıp, güneş ışığını taklit etmek için gökten gümüş teller sallandı- rırlarmış. Daha buna göre neler.. Fakat Hindistan ecnebi isti- lâsına uğrayınca bu saltanat yavaş yavaş karardı. Eski deb- debeden vazgeçemiyen mirasyedi soy, birçok fitillerle yanan bir lâmbaya benzedi, sermayeyi çabuk tüketti. Komşumuz Kaylas Babu, bu ailenin son neslidir. Babası- nın ölümünde fevkalâde şatafatlı bir cenaze merasimi yaptıra- rak ananevi saltanatı bir kere daha yaşattı, ferdasında da iflâs . etti. Mal ve mülk, ne var ne yok, satıldı, borçlar ödendi. Kay- las Babu, ecdadının şahane yaşayışına sahne olan Najançur şehrini terkederek torunu genç bir kız ile Kalkütaya yerleşti ve bize komşu oldu. Halbuki bizim ailenin yetişmesi tamamiyle aksine olmuştu. Babam küçükten sivrildi, meteliğin (o kıymetini bildi. Enikonu zengin olduktan sonra bile hayat tarzını değiştirmedi.O da iste- seydi debdebe içinde yüzen bir Babu olabilirdi. Fakat gösteriş hırsına kapılmadı; ve ben bugün kendisine, bu yolda hareket (1) Bobu — Bey.