ci- miş lar ıla- 'de- zım ısal Siyaset ve İktisadiyat 21 2 — Tabii bu düşüncelerin yanında ekonomik noktalar da ihmal edilmemelidir. Zaten milletin müdafaa gücü dahi neticede ekonomik kuvvetine ve zenginliğine dayanır. Sanayileşmek meselesini ekonomik bakımdan inceliyecek olursak, sanayileşmenin muvafık olup olmadığı ' hakkında vereceğimiz hüküm, memleketlerin hususi şartları- na göre değişir. Sanayiin muvaffakiyetle çalışabileceği bir tekâmül seviyesine varmış olan ziraat memleketlerinin - hele bunlar arasında toprakları pek mümbit bulunmıyanların ve genel şartları ziraate çok büyük bir inkişaf vadetmiyenlerin - sanayileşmeleri iktisadi bir zarurettir. Diğer taraftan bu vazi- yette olmıyanların,meselâ sanayiin inkişafı için muktazi nü- fusa, ham maddeye ve saireye malik bulunmıyanların - bil- hassa ziraatleri inkişafa elverişli olduğu takdirde - ziraatte kalmaları, mahaza ekonomik bakımdan şimdilik daha doğru olabilir. İktisat nazariyesinin, muhtelif istisnaları olmasına ve bu istisnaları bilhassa zamanımızda mühim bir rol oynamala- rına rağmen doğruluğunu muhafaza eden bir esası vardır; Bu esas, bir memlekette ancak devlet himayesiyle teessüs e- debilen yeni bir istihsalin - bu istihsal, ister yeni bir Ziraat is- ter yeni bir sanayi olsun - mamülât veya mahsulleri ucuzla- yıncaya kadar, ulusun genel heyeti için bazı mahrumiyetler doğurduğudur. Hükümet himayesiyle teessüs eden yeni bir istihsal, ger- çi bir taraftan iş hacmini genişletir, bazı amelelere iş verir, kazançlarını arttırır. Fakat madalyanın bir de ters tarafı vardır. Himaye ile tutunabilen istihsal şubesinin mamulâtı pahalıdır. Bunları almak için müstehlikler, eskiden olduğun- dan veya mümkün olabileceğinden daha fazla para ver- mek, dolayısiyle diğer masraflarını kısmak zaruretinde ka- ırlar. Meselâ kumaşı pahalı aldıkları için daha az et yer- ler, daha az sinemaya giderler. Bundan memleketin diğer istihsalleri zarar görür, Koyun yetiştiricilerin, sinemacıla- rın kazancı azalır. Yani himaye yüzünden ekonominin bir