67 Her Ay İsveç akademisinin bana bu istisnai tevcihte bulunurken, yal- nız çok natamam olan bir eseri tetviç etmek değil, ayni Zza- manda dünyadan uzakta yaşıyan, ve kendinden bahsettir- mekten nefret ettiğini opek çok defalar isbat etmiş olan bir müellifin bu durumunu teşvik etmek istediğini, haklı veya haksız olarak, tasavvur ediyorum...,, Bu büyük mazhariyetin vermiş olması lâzım gelen haklı sevinç bile onu hayatının esaslı prensiplerinden biri olan sü- küt ve mahrumiyetten ayıramamıştır. Bugün elli altı yaşında olan Roger - Martin du Gard, “Devenir,, isimli ilk romaniyle 1908 de edebi hayata atılmış- tır. Demek oluyor ki ardında otuz senelik edebi bir mazi var- dır. Otuz senelik,. titiz, yorulmaz, inatçı bir çalışma. Bütün bir neslin hayatını canlandıran ve ilk büyük eseri olan “Jean Barois,, intişar ettiği zaman otuz iki yaşında bir gençti. İntişarı anında lâyık olduğu ehemmiyetle karşılanma- mış olan bu roman, müellifinin ne kadar parlak bir edebi is- tikbale namzed olduğunu O isbat edecek kadar kudretli bir eserdi. Bütün harb devamınca orduda hizmet gördükten sonra, 1918 de evine, büyük bir eserin plâniyle döndü. Artık ondan sonraki hayatı bu büyük eserin tasavvurdan fiil haline geç- mesine hasredilecekti. Les Thibawlt umumi adını taşıyan ve harb neslinin haya- tını canlandırmak gayesini taşıyan bu büyük hacimli eserin ilk yedi cildini 1922 ile 1929 seneleri arasında neşretti. Bir gaye uğrunda yazılan, bir şey söylemek, bir şey is- bat etmek iddiasında olan ve bu itibarla da çerçevesini çok ge- niş tutmak lâzım gelen böyle bir eseri anlamaya ve alâkalan- maya devir hiç de müsaid görünmüyordu. Fakat alâkanın azlı- ğı, onu, daha kârlı sahalarda tabilerin istedikleri mevzuları işlemek için, hayatının büyük gayesini feda etmiye sevkede- medi. Dar da olsa kendisine sadık bir kari kütlesi yaratmıştı. Eserlerinin intişarını mümkün kılan bu dar kütle ile iktifa e- diyor, tiraj rakamlariyle övünmeyi daha hafif meslekdaşları- na bırakıyordu. Les Thibault'nun en mühim faslı olan ve tek başına üç