22 Her Ay tarafında iş hacmi ve istihsal genişlerse de diğer taraftan daralır. Bu daralmanın öbür taraftaki genişlemeyi aşmama- sı ve neticede genel istihsalin ve milli : iradın azalmaması için, yeni kurulan sanayiin mamülâtını kısa bir zamanda u- cuza mal etmesi lâzımdır. Bu keyfiyet ise, memleketin şart- larının yeni kurulan sanayie müsait olup olmadığına bağlı- dır. Şartlar müsait olmazsa daimi surette maliyet yüksek ve mamülât pahalı kalır. Mevzuu bahis istihsal de ekonomi için istifadeli olamaz. : Gerçi mamülâtını cihah piyasası fiatlarından daha yük- sek bir fiyata maleden her istihsalin gayri iktisadi olduğu- nu söylemek caiz değildir. Yeni araştırmalar, muayyen hallerde pahalı istihsallerin de muvakkaten bir ulus için kâr teşkil edebileceğini göstermiştir. Burada izahına vaktin müsaade etmediği bu haller, ezcümle ecnebilerin memle- leketin ihracat maddelerine gümrük resimleri koymaları, is- tihsal kuvvetlerinin buhran yüzünden kısmen atıl kalarak memlekette birçok işsiz amele ve işlemiyen sermaye bulun- masıdır. Bu hallerde hükümet himayesiyle vücude gelen ve mümasil ecnebi fabrikalar kadar ucuz imalât yapamıyan sa- nayi dahi bir millete bazı ekonomik istifadeler temin edebi- lir. Fakat bu istifadeler muvakkattır. Gündelik zaruretler değil, memleketin ekonomik istikbali, ve ulusun devamlı ihti- yaçları göz önünde bulundurulursa, esas itibariyle yalnız in- kişaf vadeden ve mamülâtının bir müddet sonra ucuzlaya- cağı memul olan sanayi memlekete menfaat getirir. Diğer taraftan memleketlerin ekonomik şartları yukarı- da söylediğim gibi, sabit olmayıp ulusun tekâmülü ile deği- şir. Bundan dolayı her memlekette, bir gün, sanayiin rasyo- nel surette çalışmasını mümkün kılacak vaziyetin hasıl ola- cağı söylenebilir. 'Tabiatin ezeliyen yalnız ziraat yapmağı ve sanayile hiç meşgul olmamağa mecbur ettiği memleketler yok gibidir ve sanayi ziraat memleketleri tezadı, tabii şart- lardan ziyade ekonomik ve kültürel şartlardaki farklardan doğan bir tezattır. Zaten zamanımızda devletlerin icraatı-