da ilk 1) ül Şi- da 25- Edebiyat ve Sanat 145 hur romanı), bir A VOuest rien de nouveau (1) ayarında bir eser verebilmiş değildir. Yeni cereyanlar arasında, bilhassa Marinetti ile baş- lıyan, ve nesirden fazla, şiirde büyük bir ehemmiyet kaza- nan harekette, gene harp sonrsı plâstik sanatlarında gö- rülen muhtelif temayüllerin, edebi bir aksini görmemek mümkün değildir. Şiire bir nevi dinamizm getirmek ve bu- nu lisanın ses plâstikliğinden istifade ederek yapmak isti- yen bu cereyan asıl fikrini L&onard de Vinci'nin: Ey şair, bana, yalnız işitilebilecek değil, ayni zamanda görülebile- cek, ve elle tutulabilecek bir şeyler ver, sözüdür. Maama- fih, fütürizm bugün eski ehemmiyetini kaybetmiş bulunu- yor. İtalyan edebiyatının, birçok mücadelelerden sonra, ni- hayet, eski İtalyan an'anesine dönmek, bugünün en hâkim temayülü olarak göze çarpar. Bunun sebebini, mücadelele- rin memleket edebiyatına aradığı şeyleri getirememiş olması teşkil eder. Fakat, ne olursa olsun, İtalyada, kökünü harp- ten ve Faşist inkılâptan alan bir tefekkür yenileşmesinden bahsolunabilir. Faşist inkılâbın tesiri sathi, sadece siyasi, idari ve içtimai değildir; âdetlere nüfuz ettiği gibi, kafala- ra nüfuz etmiş bulunuyor. Edebiyat, zamanının tefekkürü- ne tamamile yabancı kalamıyacağı için, faşizmin kökünü aldığı düşünüş tarzına karşı da alâkasız kalmasına imkân yoktur. (1) Alman romancısı Erich Maria Remarek'ın bu eseri “Garp cephesinde yeni bir şey yok,, adı ile türkçeye adapte edilmiştir. Bugün bu eser, Almanyada olduğu gibi Türkiye de dahil olmak üzere birçok memleketlerde de menedilmiştir.