doluda de do- şaft et- âkayd, »biyatı. bu üç nı da- elerini rardım atında 'r sinif ir. Son alzeme henüz bir is- ere in- 3 meş- nakıs- nahdut durul- lerden tesiri rklıla- nyesin- Ju ye levresi, ebiyat. ya Mit hazır- bir kıs- içinde eden Edebiyat ve Sanat 79 alâkasızlık, bu şeraitin ifadesi olan edebiyatın da tetkiki ni imkânsız hale getirmektedir. Gerek tarihçi, gerek edebi- yat tarihçisi bu devri tetkike girişmiş olsalar bile, ortada neşredilmiş vesika bulunmadığı için, bütün meseleyi, malze- me araştırmasile beraber, tek başına halletmeğe mecbur ol- mak gibi çok garip bir vaziyette bulunuyorlar. Binaenaleyh, memleketimizde, içtimai müesseselerin tetkikile uğraşacak her âlim gibi, edebiyat tarihçisinin de, her şeyden evvel bir tarihçi olmağa mecbur bulunuşu, edebi eserler üzerinde ya- pılacak çalışmaları - tetkiklerin başlangıcında - ikinci plâna atmasını zaruri kılıyor. Bu nevi bir tarihçi çalışması tam ol- miyan İsmail Habib'in Türk teceddüt edebiyatı ile Mustafa Nihad'ın Metinlerle muasır Türk edebiyatı tarihi ve bu iki esere istinaden yazılmış birçok edebiyat tarihleri, Almanya- da yeni devir Türk edebiyatı hakkında neşredilmiş birkaç eser, Türk edebiyatının meselelerini yanlıs bir takım esasla- ra istinat ettirmişlerdir. : Bir edebiyatın hangi devrine ait olursa olsun, edebi sa- hada birçok eser vermiş muharrirler kadar, bir de edebi ne- vilerin hayatının tetkiki mevzuubahistir. Abdülhak Hâmit, Namık Kemal, Şinasi, Recaizade Ekrem, Uşşakızade Halit Ziya, ve ilâh... gibi bir çok muharrirlerin hayatı hakkında fazla bir şey bilmiyoruz, bunların kullandıkları ve inkisaf ettirdikleri birçok edebi nevilere dair bilgimiz de pek ipti- dai bir vaziyettedir. Yeni devir edebiyatında klâsik Türk edebiyatının tanımadığı bircok yeni edebi neviler vardır: Ro- man, tiyatro, ve ilâh... Romanı garpten almakla beraber, buna halk hikâyelerinden, yahut klâsik edebiyatta tesadüf ettiğimiz hamse mevzularından neler girmiş olduğunu, daha doğru bir tabirle, Garpten alınan roman üzerinde klâsik Türk hikâyeciliğinin, tiyatro üzerinde Karagöz ve orta oyu- nunun müessir olup olmadığını, ve bu edebi nevilerin bize han- £ $i zaruretlerle, ve hangi edebiyat yoliyle girmiş olduğunu tetkik etmek mühim bir çok meselelerin halline doğru git- mek olur. Binaenaleyh, hazırlık devresine, muasır Türk ede-