OMİROS: Yazan: Dr. Phil. S. Erol Bu yazıma Goethe'nin meşhur bir-sözüyle-başlamak is- terim. “Kim acaba kendini ilâhlarla ölçmeğe, hangimiz kendini Omiros'a kıyas etmeğe cür'et edebilir?,, Yunan dâhisinin uzun asırlardan sonra hâlâ erişilme- miş, hattâ yaklaşılmamış bir şahika gibi medeniyet âlemin- de yükselmesinin sebebi ne olsa gerek? Ne için ondan son- ra gelen san'atkârlar bilâ kaydüşart onun üstünlüğünü ka- bul edip karşısında âciz ve mütevazı boyun eğdiler? Ve Goethe gibi bir dâhi dedi ki: “Değil onu geçmek, tamami- le anlayıp takdir etmek bile haddimiz değildir.,, Ve nihayet biz, bugünün münevver kariler zümresi, nasıl oluyor da onda bulduğumuz sam'at lezzetini ne Şeks- pir, ne Göte, ne Tolstoy hiç bir edibde tadamıyoruz? İki asra yakın bir zamanda garbın bütün ilim ve sanat adamlarını coşturan muhtelif sistemlere dayanmış fırkalar vücuda getiren, ateşli kalem kavgalarına yol açan bu Omiros meselesi, Türk matbuatında ne yazık ki lâyık olduğu kadar yer alamadı. Ortada bir tercih bile yoktur. Fakat milletimi- zin muhakkak surette yeni bir kültür çağına doğru gittiğine kani olduğum için bu yoldaki ihmallerin er geç yerine geti- İ rileceğine eminim. Omiros'u okurken tattığımız Deynonun benzerini Yu- | nan mimarisini temaşa esnasında da yaşarız. Bu lâyemut * san'at da asrımıza kadar mükemmelliğinden ve kuvvetin-