mkân ayret anayi :meğe Siyaset ve İktisadiyat 17 tün sahalarında göstermektedirler. Beynelmilel ticaretin da- ralmasına Bay Rüstew işaret etmişti; Rüstew haklı olarak demiştir ki, bu daralmanın daha fazla olmadığı hayrete de- ğer bir keyfiyettir. Filhakika, emtianın milletler arasın- da mübadelesine olan âfaki ihtiyaç ve bu vadideki mecbu- riyet çok kuvvetli olmalıdır ki, ithalât ve ihracat yasakları- na, konterjanlara ve otarşik temayüllerin neticesi olan bü- tün diğer manialara rağmen, hacim, 1929 da elde edilenin yüzde 70 ine varmış olabilsin. Buradan istidlâl edilebilir ki eski zamanlarda cihan ekonomisinin tekâmülü milli ekono- miler artık kendi ihtiyarlariyle yabancı memleketlere olan bağlılıklarından kurtulamamaktadırlar. Bundan maada bir vakıa daha zikretmek lâzımdır. 12 — Herhangi bir münferit memleket için otarşinin ka- bili tatbik olmadığını teslim etmek mecburiyeti üzerine, em- tanın ve sermayenin beynelmilel mübadelesini ekonomik yollarından uzaklaştırmağa teşebbüs edilmiştir. Her ne ka- dar bu suretle ihtiyac temini bakımından yabancı memleket- ten tamamen müstakil olmak Oo mümkün olamamışsa da bu bağlılığı imkân dairesinde müttefik yahut dost memleketle- re hasretmek istenmiştir. “Ekonomik bloklar,, teşkiline ma- tuf gayretler bundan ileri geliyor; bu gayretler bilhassa Orta ve Cenubu Şarki Avrupadan bir rol oynadığı gibi, müstem- lekeler ve dominyonlarla olan ticari münasebetlerin kuvvet- lenmesi için Fransanın ve İngilterenin aldıkları tedbirler de kendilerini göstermektedir. Bütün bu temayüllere hâkim olan, ilkönce - ve bilhassa harp ihtimalleri göz önünde tutu- larak - milli ekonominin - ucuzluktan vazgeçmek pahasına bile olsa - emniyet altına alınması arzusudur. Kısaca kayde- delim ki, bu fikirlere Aristo'da rastgelindiği gibi, umumi olarak ekonomik siyasetin yeni ideolojileri klâsik Grek te- lâkkilerine ve Orta Çağ İskolâstik telâkkilerine pek ziyade tevafuk etmektedir; bu telâkkilere ekseriya bazı Merkanti- list fikirleri de ilâve olunmaktadır.