Felsefe, Ruhiyat, İçtimaiyat 27 nım pratik neticelerile bezenen kültür teşkilâtı ve tedris me- todları ile karşılaşıyoruz. e Burada mektep aileden başlıyor, ve “İyi çocuk, iyi is- tikbal,, formülünü rehber tutuyorlar. Her fert hayatı çok e- saslı bir zihniyetle karşılıyor, verimli çalışması ile devletini zengin bir atiye götürüyor. İsviçrede tatbik edilen bu “rationalisation,, ve “normali- sation,, metodu, talebeyi, zekâ, ahlâk derecelerine göre mu- kayese edip, kabiliyetlerine göre muhtelif zümrelere ayı- rıp, hayatta yapabileceği faaliyetin ilk elemanlarını öğretir. Okur (Talebe) anladığı şeyi şüphesiz zevkle başarır, ve bu neticeler onun faaliyetini arttırır. Tembel, anormal görünen talebenin ekserisi, muhitinin ve öğretmeninin durdurucu, maddi ve manevi inkişafının istikametini değiştiren tesirleri altındadır. Talebesinin mukayeseli psikolojisinde anlayışı bulunmıyan bir öğretmen, dersinde yüksek kabiliyet göste- ren birkaç talebe ile uğraşır, ve diğerlerine kara tahtadaki muamma çizgilerini seyretmek, dersi kitaptan öğrenmek için lüzumsuz yere zekâyı hırpalamak icabeder. Bugün talebenin zekâ faaliyetini öğretmene ve kitaba göre ayarlaması imkânsızlığı bellidir. Bilâkis | muallim, her birini bir tabiat eseri olarak ele alıp, zekâlarının hakiki in- kişafına yardım eder, ve muhtaç olduğu şartları hazırlar. . Onlara bu inkişafın en verimli ve kestirme yolunu gösterir. Bu usulde talebeye, muhit ve cemiyetinin ihtiyaç, ve ka- nunlarına, kendi istidadına göre “plân,, denilen bir vazife verilir. Bu bir sene sonunda tamamlanan, muhtelif ünitele- re ayrılmış bir programdır, talebe burada kendine verilen malzeme ile çalışıp, muallimden çalışmanın usulünü, zaruri olan materyelini ister. Köy okulları köyünün her işini becerebilen mezun veri- yor. Bu mezunlar için hayatta iki yol belirmiştir: a9) Köyünde kalıp, tarlası veya mahalli san'atlarla uğ- raşmak, ve bu işlerde hemşehrilerine örnek olmak.