26 Her Ay cudiyetlerine hayıflanıyoruz. Çok yakın bir mazide ve bu- gün her türlü müşkülleri, bütün imkânsızlığın üstünde “Tür- kün istikbali,, ülküsü uğrunda ve “Yüksek irade,, nin etra- fında mücadelede nasıl birbirimize ve müşterek gayeye da- yandıksa, bundan sonra da bu amansız savaşa germi vermi- yeceğiz. Türkün istikbali olan çocuğun yetiştirilmesi, onu iyi şartlar içinde büyüten “Milli bir çocuk müessesesi,, nin kont- rol ve himayesi altına koymakla olur. Bugünün büyükleri mâ- şeri mevcudiyetlerini dünün cemiyetine borçludurlar. Ve bu- nu çocukları uğrunda çalışmakla öderler. Cihan milletlerinin bu sahadaki çalışmalarına bir göz vezdirelim : ” Bizim gibi kısa bir zamanda geniş merhaleler aşan, in- kılâpçı bir milleti, Japonyayı, çıkardıkları “Present Days of Japon,, illüstrasyonunda, yakından tanıyoruz. Çocuklar her ailede kendi hayatı gibi özenle büyütülüyor, her hafta sağ- hk istasyonlarında muayene ediliyor, sağlam raporu almıyan yavru hemen yoktur. Aksi halde annesinden alınarak yur- dun milli bir malı gibi âzami itina ile büyütülüyor. Okuma çağına giren yavru gene hükümetin mürakabesi altında ye- tiştiriliyor, orada tahsil metodları yeni değil, fakat aşırı gay- retleri bütün eksiklikleri tamamlıyor. Her yavru tabii bir inkişaf içinde büyütülüp, vazifesi başına geçiriliyor. Bu ka- dar itina ile, her türlü kusurdan uzak olarak hazırlanmış olan fert vazifesini gene mukabil bir feragatle yapıyor, ve en küçük müsamaha gösterenler hayatlarile hatalarını ödü- yorlar. Her Japon şehrinde “Carrlier& pedagogigue: Peda- goji mahalleleri,, asrın bütün ihtiyaçlarını içinde topluyor. Ve göze çarpan her muallimin olgun bir ansiklopedik bilgi- ye ve şahsi etüdlerinin muhassalası olan birer ders kitabına malik olmalıdır. Öğretmen adedi talebe yekünuna yaklaşı- yor. Modern kültür memleketi İsviçrede, Decroli, Simon - Binet, Robert - Taylor gibi terbiyecilerin müsbet çalışmaları-