127 Her Ay 1 — Dili, dini “bir,, olan insanlar bir millettendir. Türk- ler de bir millettir. Fakat şimdiye kadar “ümmet,, teşkilâtı ile yaşadıkları için kendi milliyetlerini, harslerini ihmal et- mişler. Araba, Aceme benzemeğe çalışmışlar. 2 — Millet haline geçince asrileşmek lâzım. O vakit de frengi taklide kalkmışlar. | 3 Halbuki Türkler de, öteki milletler gibi harsin her sahasında ayrı, hususi bir şahsiyet sahibidirler. Bu şahsiyeti bulunca terakki edebilirler. Sonra etrafıma baktım. Edipler konuşulan tabii lisanla yazmağa, şairler milli edebiyatı, milli şiiri, milli vezni mey- dana koymağa; hukukçular milli hukuku; ahlâkçılar milli ahlâkı, terbiyeciler milli terbiyeyi bulmağa çalışıyorlar. Ben de milli san'ati aramağa başladım. Bursaya, Konyaya seya- hatler ettim. Getirdiğim kitaplar o kadar çoktu ki... Hattâ yarısını okuyup bitiremedim. Amma sıhhatim' yerine geldi. Artık kendimi düşünemez, dinliyemez oldum. Daha teteb- bülerimi ortaya atmadan sebepsiz şöhretim büyüdü. Türk san'atinin esas hatlarını ararken şedit bir milliyetperver ol- mağa başladığımı seziyordum. Kemerlerde, pencerelerde, kubbelerde, mezarlarda, türbelerde, çeşmelerde, çinilerde aradığım hususiyeti her tarafta bulmağa çalışıyordum. Es- kiden en beğendiğim şeyler Türk olmadığı için, taklit oldu- gu için gözüme çirkin göründü. Yavaş yavaş dostlarımı kay- bettim. Hepsi idealsizdi. Kumar, kulüp, kadın, zevk, göste- riş... Başka şey bilmiyorlardı. Geçen hafta, ileride tamamlıyacağım “Anadoluda eski Türk sanatinin izleri,, unvanlı kitabın taslağını bitirdim. Bu beni iyice yordu. Bir haftadır ne okuyorum, ne yazıyorum. Amma yine can sıkıntısı tehlikesi başgösterdi. Yine kendimi dinlemeğe başladım. Bu sabah işte şakağımda bulduğum ilk ak tel bunun i- çin azacık daha beni dederlendirecekti. .. . Evvelden başkaları tarafından duyulan bir kederi ay-