Fakat ebedi bâkire Onu müdajaaya koyuldu Âşıkım ebedi Saadete ulaştırdı. “Efsane,, Egoizme Yukarıda da gördüğümüz gibi Puşkin hem hücumu materyalist, hem ateistti. Bunun mantıki neticesi olarak, idealizme dayanan ve dünyayı his ve fikrin bir mahsulü gibi sayan egoistçe dar sübjektivizm'e aleyhtardı. Kendini beğenme, egoizm, şahsın küçük Napolyon haline getirilmesi gibi düşünceler Puşkin'in nefret ettiği şeylerdi. Puşkin, egoist sübjektivizm'e en kes- kin silâhile: Şiirle hücum etti. “Çingene,, lerde “Aleko,, “hü- küm ve nüfuzun yalnız kendisinde olmasını,, istediği için Puşkin tarafından mahküm edilmiştir. Puskim'in tasvir etti- gine göre, “Onegin,, in ilk menfi tarafı, Oneginin sonsuz ha- yat seyri içinde kendisinin bir an olduğunu, diğer varlıkların sonsuz Zincirinde ancak bir halkadan ibaret bulunduğunu anlıyamaması ve anlamak istememesidir. Puşkin'in felsefi objektivizmi, cenupta, sürgünde bulunduğu zamanlar eserle- rile pek fazla meşgul olduğu Byron'a karşı vaziyetini de bi- ze izah etmektedir. Byron ferdi sosyeteye karşı koymakla sonsuz bir sübjek- tiyizme kapılmıştır. Byron'un kahramanları mağrur ve ki- birli insanlardır; egoisttirler; diğer insanlara hakaretle ba- karlar... Onlara nazaran kendilerini çok yüksek görürler... Byron pesmistti. O, fertle sosyete arasındaki çalışmaların iki tarafı da tatmin edecek bir şekilde halledilemiyeceğine ka- nidi. O, dünyada saadet denilen nesnenin elde edilmesi müm- kün olmadığına inanıyordu. Puşkin, Byron'un şiirlerinin yalnız protesto eden tü- raflarını benimsedi. Puşkiw'in de, cenupta iken yazdığı Şiir- lerinin kahramanları münzevi, hayal sukutuna uğramış, mağrur insanlardı. Fakat Puşkin ile Byron arasında, Puşkinin lehine olmak üzere fevkalâde büyük farklar vardır. Puşkin