90 Her Ay cak hassas, hayalperest, “güzel sanatler meraklısı,, bir insan olmaktan ileri götüremedi. Vasili Atanasiyeviç'in hassasiyeti âdeta marazi bir halde idi. Bülbüller ürkmesin diye evleri civarındaki gölde çamaşır yıkanmasını bile yasak etmişti. Evlenişi ve evlenişinden ön- ceki sevişmesi marazi hassasiyetine güzel bir örnek teşkil eder. Vasili Atanasiyeviç, komşularından bir derebeyinin kı- zına âşık olmuştu. Kız, henüz çocuk denecek bir yaşta idi. Santimantal romanların okuyucusu ve meftunu olan Vasili, kendi”“hayat romanı,, nı da santimantalizm ve romantizm ha- vası içinde vücude getirdi. Sevgilisini gördüğü zamanlar derin derin iç çekmelerile aşkını anlatmağa çalışırdı. Genç kız arkadaşlarile beraber gölün kenarında dolaşırken santiman- tal âşık ağaçların arkasına gizlenir, sevgilisinin sesini uzak- tan dinlemekle bahtiyar olurdu. Vasili ateşli duygularını ancak yazdığı aşk mektuplarile sevgilisine bildirebiliyordu. Mektuplarını romantik bir üs- lâpla yazardı. Mektuplarının altına, ekseriya “Bahtsız Va- sili,, imzasını atardı. Halbuki Vasili, zannettiği kadar pek te “bahtsiz,, değildi. Genç Mâşâ sevgilisinin ateşli mektupların- daki aşk itiraflarını reddetmiyordu. Fakat bu mektupları acmadan babasına veyahut teyzesine: vemeği bir borç sayı- yordu. Mâşâ'nın babası bu mektupları okudukça güler, çılgın âşık için de: “roman okuya okuya bu hale gelmiş!,, derdi. Gerek delikanlı, gerek kız dindar bir âile içinde yetiş- mişlerdi. Bunun için de “Allahın inayetile er geç mesut,, ola- caklarına kani idiler. Gogol'ün babasının bu “gönül romanı,, 1808 senesinde bir düğünle sona erdi. Güveyi yirmi yedi, gelin on altı yaşın- da idi. Genç karı koca, Gogol âilesinin eski evinde sakin ve fa- natik bir hayat sürmeğe başladılar. O devrin köy derebey- lerini karakterize eden bütün hususiyetler bunlarda da gö- rülüyordu: Hem karı hem koca, rüyalara, 'kablelvuku his- lere, batıl itikatlara inanıyorlardı.