GARB, TÜRK EDEBİYATINI TANIR MI? Yazan: Şerif HÜLÜSİ Arasıra, gerek gazetelerde, gerek mecmualarda, muhte- lif vesilelerle, Türk muharrirleri arasında beynemilel edebi- yat mükâfatlarını kazanacak kudrette şahsiyetler bulunduğu, takat mükâfat kazanamamalarında Türk edebiyatının bey- nelmilel bir mevkie sahip olmayışının tesiri olduğu söylen- miştir. Bu iddia varit değildir. Yani, Türk muharrirlerinin mükâfat kazanamamaları ile Türk edebiyatının maruf olma- yışı arasında bir münasebet mevcut değildir. Çünkü Türk dili ve edebiyatı, ister doğru, ister yanlış, XVII nci asrın so- nundanberi Garpte tetkik edilmektedir, ve Türk muharrir- lerinin eserlerinden Garb lisanlarına tahminimizden çok faz- la tercüme yapılmıştır. Kurunu vustada Türkler arasında hıristiyanlığı yaymak maksadile misyonerlerin Türk dilini tanımak ve tanıtmak ve bu dille eser vücude getirmek için gösterdikleri faaliyeti bir tarafa bırakacak olursak, Türk diline ve edebiyatına karşı Garbin gösterdiği ilk alâka, XIII ve XIV üncü asır Ana- dolu Türk şairlerinin eserlerinden, Cinevizler tarafından gotik hartlerile tesbit edilmiş metinlerle (1) başlar. Garbte Türk edebiyatının yalnız Anadoluda inkişaf etmiş olan kıs- mına karşı mevcut bu alâkanın, XVII nci asır nihayetine ka- dar ne şekilde devam ettiğini bilmiyoruz. Fakat, “Moliere,, in “Le bourgeois Gentl homme,, adlı eserinde eşhas arasına, komik de olsa, bir Türk tipi ilâve edişi, bu asırda Türklerin (1) Karl Fay, Die âltesten osmamischen Transcription- nl sınuymaş sop uobummaypı) ulay)a' uyosDb w 079) arientalisehe Sprachen, YG. 5, 1902, Erste abt. 8. 233 - 67).