7 Mart 1938 Tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 70

2 z Her Ay zamanla kadın da âmme işlerine karıştığı nisbette “insanlık hakları,, nı kazanır. Hele edebiyatı Cedide devrinde, “huku- ku insaniye,, , “san ve şeref,, inhisarını ele geçirmiş olmak şöyle dursun, hattâ tabiatin zengin ve fakirden ayni derece- de kıskanmadığı erkeklik hakkında bile - geçim zoruna - mahrum kalmış nice erkekler vardı: Harem ağaları gibi... * 3— Erkeklerin kadın hakkındaki fti- kirleri: Cedide erkeklerinden “hangisine isterseniz soru- nuz, yüzünüze lâkayt bir istihza ile: “kadınlar gençlerin e&- lencesi, ihtiyarların hizmetgisidir!,, cevabını fırlatır;ve bıyık- larını bükerek başını çevirir.,, Görüyoruz: GCedideci “gençler,, ve “ihtiyarlar,, derken, bu iki kelimenin yalnız erkeğe has birer sıfat olduğuna ka- nidir. Türkçede genç ve ihtiyar sözleri kadın için de, erkek için de aynen kullanıldığı halde, burada, kadına ait olmıyan bir şeymiş gibi ileriye sürülüyor. Erkek, yedisinden yetmişine kadar erkek'tir, kadının sa- hibi, “efendi,,sidir. Erkeğin, kendisi kaç yaşında olursa ol- sun, “taifei nisa,, dan dilediği yaşta bir “tane,, sini alabilir. Erkek henüz irileşmemiş, yani çocuk mudur? Beis yok: Ço- cuğa bir eğlence lâzım.. Kadından güzel ucuz oyuncak mı olur? Erkek artık erliğini kaybetmiş, yani ihtiyarlamış, buna- mıştır diye merak etmeyin; ona da bir halayık gerek: Ka- dınlar “ihtiyarların hizmetçisidir!,, Hülâsa, hâkim Cedide erkeği, gerek cemiyette, gerek ailede mutlak iktidar sahibi bir “bey,, , derebeydir. Kadın ise onun hem acemce, hem firenkçe mânâsile “serv,, idir. Serv, acemce servi ve Osmanlı edebiyatında - endamından kinaye olarak - kadın demektir. Fakat bizim asıl murad ettiğimiz serv, İransızcadaki “toprakbend kadın,,, yahut, buradaki hususiyetile “hanebent,, (eve bağlı) kadın mânâsına gelir. Ve kadınlar, önlerine ekmeklerini kıran “ağa,,, “efen- di,, veya “bey,, lerine, her üçü de sosyalman derebey vasıflı olan o müstebit hükümdarlarına karşı hep kul ve köle teva-