'ayesin- Bir Tiyatro Dehası Yaşar NABİ ' Bugünlerde Sovyetler Birliğinde 75 inci yıldönümü par- lak merasimle kutlanacak olan Stanislavski, hayatta olan te- maşa sam'atkârlarının, hiç şüphesiz ki, en büyüklerinden bi- ridir. Fakat onun büyüklüğü yalnız harikulâde olan aktörlük vasfında değil, ayni zamanda tiyatronun inkişafı için bütün ömrünce düşünmüş ve didinmiş bir sahne inkılâpçısı oluşun- dadır. Nice büyük aktörler gelmiş, geçmiştir ki, eserleri ancak hayatlarına münhasır kalmış, kendilerinden sonraki nesille- re bir yenilik bırakmamış, devirlerinin san'at telâkkilerini aynen kabul ederek devam ettirmişlerdir. Hiç şüphesiz ki büyük bir aktör olmak başlı başına bir kıymet ifade eder. Fakat buna, bir de san'at inkılâpcısı vasfını ilâve eden ada- mın, insanlık nazarında mevkii elbette ki çok daha ehemmi- yetli olmak lâzımdır. , Konstantin Sergeyeviç Stanislavski tiyatronun yanlış bir yolda yürüdüğü, tasannu ve özenti içinde boğulduğu, 'tefes- sühe yüz tuttuğu bir devirde san'at hayatına amatör olarak atılıyordu. Yerleşmiş ananelere, taş gibi katılaşmış kanaat ve hükümlere karşı mücadelenin ne çetin bir iş olduğunu izaha hacet yoktur. Stanislavski yirmi beş yaşından itibaren, elin- de yegâne silâh olarak sarsılmaz azmi ve ümidi bulunduğu halde, üstad diye tanılanlara karşı çetin mücadelesine tek başına girişiyor. Sunilik ve iptizalin çürüttüğü sahneye, ha- yatı ve realiteyi getirmek istiyordu. 1898 senesinde kurulan sanat tiyatrosiyle, genç inkılâb- cı idealinde ilk esaslı muvaffakıyetini kazanıyor, hakiki ti-