84 Her Ay Fakat On dokuzuncu Asır kendisinin bu cüretli gençli- ğini sevmez, onun dolgunluğu önünde bir korku duyar, onun bolluğunun, ve ciddi kuvveti önünde şüpheli bir raşeye tutu- lur. Ve demir orakla kendi ilkbahar tohumunu, merhametsiz ve amansız, biçer. En cesurlardan yüz binlercesi Napolyon harbinde kırılır, ve bunun o milletler katili değirmeni, on beş yıl müddet, bütün milletlerin en neciblerini, en cüretli- lerini, en sevinçlilerini öğütür, ve Fransa, Almanya, İtalya “ toprakları, Rusyanın kara sahralarına ve Mısır çöllerine ka- dar, onların kalb çarpıntılı kanile sulanır. Fakat asrın kendi canına kendi elile kıyan bu gasp ve teehhürü, yalniz müsellâh gençliği değil, bilâkis gençliğin bizzat ruhunu öldürmek istiyormuş gibi, muhariplerde, as- kerlerde tevakkuf etmez: tahrip ve imha, daha yarı oğlan çağında asrın eşiğini aşan hülya ve terennüm çocuklarına, ruh “eseb,, lerine, semavi muganniler, en kudsi simalara karşı da baltasını kaldırır. Bu asır dönümünde olduğu gibi, hiç bir zaman, bu kadar kısa bir müddette, böyle bir şairler ve sanatkârlar mezbahasmda böyle bir kurban ayini yapıl- mamıştır. Mukadderat, hiç bir zaman, bu kadar temiz ve mu- saffa nasiyelerin bu kadar nuhuset dolu bir bağ bozumunu göstermemiştir. Ve hiç bir zaman Allahların mihrabını bu kadar çok ilâhi kan ıslatmamıştır. Ölümleri türlü türlüdür, fakat hepsine vaktinden evvvel, hepsine en deruni yükselme saatinde musallat oldu. İlk önce, Andre Chenier'yi, bu genç Apollionu - ki şahsında Fran- sa için yeni bir Yunanlılık tekrar doğmuştu - ihtilâlin son ara- bası Giyotine sürükler! Bir gün daha.. Tek bir gün... - Se- kizinci dokuzuncu termidor gecesi -... Kan blokundan kurtu- lacak ve atik temiz tağmesine tekrar kavuşacaktı. Fa- kat mukadderat onu korumak istemiyor, onu ve öbürlerini: Ağzından alev ve duman saçan bir ejderha gazabı ve irade- siyle daima bütün bir nesli yere seriyor. İngiltereye asırlar- dan sonra tekrar lirik bir dehâ doğmuştu, mersiyeci, müte- heyyiç bir delikanlı, John Keats, Kâinatın bu vecitli mu- gannisi: Yirmi yedi yaşında, nühuset, onun tannan göğsün-