44 Her Ay “Düzmecelik,, den dolayı(Fatih)e dede olarak büyük amcası (Çelebi Sultan Mehmet) gösterilmiş olduğunu kabul etmek lâzımgelir!... i Buraya kadar gözden geçirdiğimiz vesikalarla delil- lerden anlaşılacağı gibi, Osman Gaziye izafe edilen klâsik nesep sonradan uydurulmuştur: Bunun nasıl ve hangi şerait altındau ydurulduğu da en eski Osmanlı müverrihi olan (Şük- rullahı Rumi)nin tarihinde bütün tafsilâtiyle anlatılmıştır! Bu müellifin “Behcetüttevarih,, ismindeki eseri Osmanlı ta- rihinin en eski menbaıdır: Bu ilk menba, Hicretin 861 ve Milâdın 1456 tarihinde, yani İstanbulun fethinden üç sene sonra yazılmıştır; müellif, (İkinci Murad) devrinde bile mühim memuriyetlerde bulunmuş en mühim devlet adamla- rındandır; yazma bir nüshası “Nüruosmaniye,, kütüphane- sinde 3059 numarada mukayyed olan ve Osmanlı nesebini Oğuz Han nesline nisbet eden farisi eserinin 306 - 307 nci sayıfalarında saydığı “Ertuğrul bin Süleyman Şah bin Kaya Alp bin Kızıl Boğa,, şeklindeki klâsik nesebi en evvel orta- ya atan işte bu müelliftir. Fakat (Şükrullahı Rumi) bu ne- sebi kendi kendine uydurmuş değildir: Ona bu fikri veren siyasi bir muhaveredir! (Fatih)in babası (İkinci Murad) ta- rafından Hicretin 852 (Milâdın 1448) tarihinde Azerbey- candaki “Karakoyunlu,, hükümdarı (Cihanşah) nezdine sefir olarak gönderilen (Molla Şükrullah bin Şahabeddin Ahmedürrumi), “Nyruosmaniye,, nüshasının 507 ncı sayı- fasında kendisine o sahte nesebi kaydettiren mülâkatı şöy- le anlatır: Bir gün (Cihanşah) onu hususi bir mülâkata da- vet etmiş ve sohbet esnasında (İkinci Murad)ın kendisiyle akraba olduğundan bahsetmiş! Tabii Osmanlı sefiri bu ak- rabalığın şeklini sormuş: Bunun üzerine (Cihanşah) da ce- vap olarak mongolca yazılmış bir kitap getirtmiş; meşhur (Reşidüddin in “Câmiittevarih,, ismindeki eserinin mon- &olca bir nüshası olmak ihtimali bulunan bu kitaba nazaran (Oğuz Han)ın altı oğlu olduğunu ve kendi nesebinin bun- lardan (Deniz Han)a, (İkinci Murad)ın hesebinin de “Os- man bin Ertuğrul bin Süleyman Şah bin Kaya Alp bin Kı-