68 Her Ay “zarureti kafiye el cabukluğuna tevfikan nihen yapmak icap etmiştir!| bir ağlayış (girye) üfürüğüdür. Bu “hasta,, bir şairin tasviridir mi diyeceksiniz? Sizi sıhhatinden hiç bir vakit şüphe edemiyeceğiniz bir başkası- nın genciyle tanıştırayım, öyleyse: (Raif Necdet bey isminde) “Bir delikanlı ya,, Mehmet Emin “Evet genesin! Sen de eski cihanları yıkarsın; “Her gün coşkun bir denizden bir kumsala çıkarsın. “Her gün nice doğmıyacak çocukları okşarsın.,, Bu “yıkarsın,,, “çıkarsın,, lı âkılâne vaiz, evvelâ bize Edebiyatı Cedide gencinin tipini tanıtıyor: 1 — Demek ki, - günahı Mehmet Emin bey üstadımızın boynuna - Edebiyatı Cedide genci, yüzmeği beceremiyen ace- mi ördekler gibi, her gün “coşkun bir denizden,, (mai - hül- yalardan) “bir kumsala çıkarmış,, yani, bu gençte ne engin- lere açılan inkılâpçı yaylım, ne de “coşkun bir deniz,, e (ih- tilâle) dayanacak kaburgalar varmış. 2 — Demek ki, ayni genç gene “Her gün nice,, olmıya- cak emelleri (“doğmıyacak çocukları,,) arzular - şairanece- si “okşar,, - imiş. İkisi de kötü şey.. Bu hem pısırık, hem de hayalperest olan gence karşı şair, sağlam sinirlerinin kirişini (©“Türk sa- z1ı,, ni) gacırdatarak bir seyler “hece,, ler. “Belki senin gönlün için her güzeller çirkindir; “Sana melek kucak açar, seni göğe yükseltir.,, Fakat sen her şeye rağmen: “0 ruhumu bulutların sinesinde uyutma.,, Bu son mısraa gelindiği zaman, insan âdetâ “doğrusu da bu ya!,, diyecek oluyor. İşte pekâlâ, “milli şair,,: yer yü- zünün her güzelini çirkin gören, gökte kucak açmış melekle- re kadar yükselerek “bulutların sinesinde,, nefis bir şekerle-