serbest 1ale ka- ılmanın kınmak at doğ- :meldir. ihtiya- cmıştır. » dünya hi ilim ve bütün i kendi österir- le çalı- avaları- ükselt- FE, önce Felsefe, Ruhiyat, İçtimaiyat de meharet, bu uzuvları insan elinin çevikliğine, kudretine, tenevvü kabiliyetine vardırmaktan çok uzaktır. Bu mahlük- lar, istidatlarını, sanat kabiliyetlerini göstermiyor değil- ler. Kulübeler ve yuvalar yapmakta, iş görmektedirler. Lâ- kin kullandıkları vasıtalar - gaga veya ağız -, on parmağımı- zın gördüğü işi göremezler. Çünkü onların yapacağı iş mu- ayyendir. Dört elli (guadrumanes) hayvanlara gelince: Bunlar tabiatin verdiği istidadı körletmişlerdir, denilebilir. Yerde yürümek, daldan dala sıçramak icin dört elini de ge- lişi güzel kullandığından, taşıyan ayaklarla çalışan ellerin temin ettiği ihtisastan faydalanamamışlardır. Maddi kabili- yetleri sayesinde şaşırtan canbazlıklar yapan bu hayvanlar, bütün maharetlerini boş ve gayesiz sıçramalarla israf eder- ler, Arka ayakları üstünde durmakla ağırlaşan, çeviklikle- rinden kaybeden insan, serbest elleriyle tahtaları oymak ve kullanmak üzere ağaçlara asılmaktan vazgeçiyor. Hiç şüp- hesiz ki insan, yaşayanlar içinde eşyanın tesirinde kalacağı yerde, onları tesiri altında bulunduran, ihtiyacı için kullanan yegâne varlıktır. İnsan elinin maddeye müessir olmağa baş- ladığı andan itibaren eşya ile insan arasında mücadeleye ben- zer bir temas başlar. İnsan zekâsı da bu temas neticesinde teşekkül ve inkişaf etmiştir. Eşyanın ataletine ve mukave- metine insan elinin faaliyeti ve zekâsının kıvraklığı cevap ve- rir, Bir tarafta tedafüi vaziyet, öbür tarafta hareket ve te- cessüs, Bu duello, insan zekâsının tarihini baştan başa işgal eder. Ağacı oyan, toprağı yoğuran, taşı işliyen insan, tabi- atin eserini kendi ihtiyacı için düzeltir ve güzelleştirir. Ba- zan kendisini tecessüse, yalnız bilmek arzusuna kaptırdığı anlar olur. Lâkin bu tecessüs hali, tekâmül etmiş bir hal- dir. İnsan ilk ve tabii halinde realiteyi kendi ihtiyacı ve men- faati için düzeltir. Çömlekçinin parmakları arasında dö- nen lüleci çamuru, çömlekçiye bir şeklin kalitesini, tanıtabi- lir. Lâkin ilk hareket, tesadüfi bir hareketten başka bir sey değildir, mesut bir fiilin tekerrürü iledir ki, irade işlemiye, tercih belirmeye başlar. Kısacası bize bilgiyi ve zevki, ilmi