amanı (İkin- smanlı cabına ni İm- evirde, abulun smanlı urata- İlim ve Fen 37 Bu ilk rivayetler biribiriyle telif edilebilecek şeyler değildi; meselâ Ertuğrul Gazinin Anadoluya hangi memle- ketten geldiğini tayinde bile müverrihler ittifak edemiyor- lardı: Kimisi Harzemden, kimisi İrandan, kimisi Ahlattan, Kimisi Kıpçaktan, kimisi Volga havzasından, kimisi Çinden ve kimisi de Hicazdan bahsediyordu! Bu mütenakıs riva- yetlere göre memleket değil, cihet tayini bile imkânsızdı!.. Hele nesep meselsi büsbütün karışıktı: Bunu anlamak için Osmanlı idarsi devrinde resmen kabul edilip mektep ki- taplarına geçirilen klâsik nesebi ele alalım: Bu reşmi Silsi- lede Osmanın babası Ertuğrul, onun babası Süleyman Şah, onun babası Kayaalp ve Onun da babası Kızıl Boğa- dır. Bu şecere, bazan 14, bazan 38, bazan 40, bazan 45, bazan 48, bazan 53 ve hattâ bazan da 141 batında Türk mi- tolojisinin en parlak şahsiyeti olan (Oğuz Han)a çıkarılır ve (Oğuz Han)ın nesebi de (Nuh) peygamberin oğlu (Ya- fes) e bağlanır! Meselâ (İsa) nın “Camiülmükevvenat” ın- da 14, (Oruç) Beyin “Tevarihi al Osman) ında 28, (Âr(ş Pa- şa zade) tarihinde 40, (Şükrullahı Rumi) nin “Bilhüccetüt- tevarih* inde 45, (İdrisi Bitlisi) nin “Hişti Behişt” inde 48, (Şefiüşşerif'in “Nesebname”sinde 53 ve (Muhibbi Çelebi) nin “Tarihi al Osman” ında 141 batında bahsedilir: Ay- nı bir silsileye ait olan bu yedi rivayetin en kısası 14 ve en uzunu İdi dir: Yani uzunu kısasının on misli demektir! Fazla olarak, ayni bir şahsa her müellif başka bir isim tak- makta ve bilhassa İslâmiyetten evvelki Türk isimlerinin içi- ne bir sürü Müslüman yani Arap isimleri de karışmaktadır! Tabii bu efsanevi ve mütenakıs nesillere ait rivayetlerin il- men hiç bir kıymeti yoktur. Bunlar ancak eski Türk isimle- rini tetkik etmek isteyenler için bir kıymet ifade edebilir. Bu vaziyette bizim için asıl mesele, (Osman) la (Kızıl Boğa) arasında kaydedilen en yakın dört neslin hakikat- lâ olan mutabakat derecesini tayindedir. Her şeyden evvel şunu söyliyeyim ki, bu dört nesle âit isimler, Arap, Bizans, Gürcü ve muhtelif eski Garp vesika- larındaki isimlere uymadıktan başka, doğrudan doğruya es-