isminde tuğrul) büsbü- Arap i İstan- Mısırlı srmn en ski mü- minde- nesinde lesi vu- Gazi) ) keli- sman) nüver- (İbni esinde görün- ıhsiye- etme- İlim ve Fen miş bulunmasına bakılırsa, öyle bir ihtimal biraz zayıf kalır. Yine Mısır müverrihlerinden (İbni Eyyas) da “Bedayi- üzzühur fi Vakayiüldühur,, ismindeki matbu eserinin 5 üncü cildinin 101 ve 236 ncı sayıfalarında Arap müellif- lerinin klâsik bir şekle ifrağ ettikleri bu nesebnameyi ay- nen tekrar etmiş ve yalnız (Birinci Osman)ı “Elkebir,, ve (İkinci Osman) ı da “essan*” sıfatlariyle biribirinden ayır- mış ve “Osmanlı isminin işte bu (İkinci Osman)dan geldi- ğini söylemiştir!.. Bu vaziyete göre Arap müellifleri Osman- lı müerrihleriyle yalnız (Orhan) ismine kadar ittifak edip ondan evvelki. nesillerde tamamiyle ayrılmışlar demektir! Herhalde Arapların bu nesebde birtakım yanlışları bu- lunduğu ne derece muhtemelse, onların kaydettikleri isim- lerle Osmanlı nessablarının kaydettikleri isimler arasında çok büyük bir fark bulunduğu da o derece muhakkaktır. Osmanın babasına başka isimler veren diğer birtakım müverrihler daha var: Meselâ ırken Türk olduğu halde ese- rini arabca yazmış ve (İbni Hacer) gibi Hicretin Dokuzun- cu asrında yaşamış olan meşhur emir (Ebülmuhhaş Yusuf bin Tanrı Birdi) bu cümledendir; bu Türk atabekinin bir nüshası “Nüruosmaniye” kütüphanesinde bulunan “Elmün- hel essafi ve elmüstevfa baidülvaki” ismindeki eserinin (İkinci Osman) ı da “essani”, sıfatlariyle biribirinden ayır- (Hundkâr) isminde biri olduğundan bahsedilmektedir! Bu kelimenin herhalde (Hünkâr) yahut (Hüdavendigâr) şe: killerinden muharref olması lâzımgelir. Bizans ve Gürcü menbalarında da büsbütün başka baş- ka nesebler var: Meselâ İstanbulun fethi üzerine İtalyaya kaçan Bizans âlimlerinden meşhur Atinalı (Laonikos Chal- cocondylas) yahut (Chlcondy) ım 1620 tarihinde fransız- cocondylas) yahut (Chlcondylas) ın 1620 tarihinde fransız- Vempire Grec et establissement de celoy des Turcs,, ismin- deki eserinin birinci cildinin altıncı sayıfasındaki silsile şöyledir: “Osman - Ertuğrul - Oğuz Alp - Düz Alp”!