78 Her Ay Garpte her halde hayali maruf olduğuna ve bunda da ede- biyatın mühim bir rol oynadığına delâlet eder. XVII nci asırda bir İtalyan müellifi olan Toderini'nin' La letteratura turcesca adile yazmış olduğu bir eserin İran- sızca ve almancaya tercüme edilmesi, XVLİI inci asırda Leibniz'in yaptığı bir tasnifte yer yüzünde mevcut lisanlar arasında Türk diline de bir mevki vermesi, artık Türk ede- biyatının Garpte ehemmiyet kazanmağa başladığını anlatır. Şüphe yok ki, bu ehemmiyetin, Osmanlı İmparatorluğunun muvaffakıyetinden, sonra da, inhitat devrinde, Avrupa siyasetinde bir paylaşma mevzuu olmasından doğar. Rus Ça- riçesi İkinci Katerina'nın bile Türk diline ve edebiyatına hiç de lâkayit kalmadığı tarihi bir hakikattir. XVMI inci asrın sonlarına kadar sadece Osmanlı ede- biyatına, veya Osmanlı Türklerine verilen bu ehemmiyet, Desguigne'in, Türklerin ve Tatarların tarihi umumisi (1) ile sahasını daha fazla genişletmiş, yalnız Anadolu değil, Sarki ve Garbi Türkistanda yaşıyan Türklerle, Rusyada Kırımda yaşıyan Türklere de şamil bir hale gelmiştir. Garpte XIX uncu asırda başlıyan tarih, bunu takip eden dil ve edebiyat tetkikleri Türklerin tarih, dil ve edebiyatları- nı esaslı bir şekilde öğrenmek tecessüsünü daha fazla tah- rik etti. Bu devirde Türk dilinin birçok lügatleri, yeni bir görüşle yapılmış tasnifleri yanında, en eski dil âbideleri- ni tetkik ederek te, yapyeni bir tetkik ufkunun açıl- dığını görüyoruz. Başta Hammer olmak üzere, Klaproth, Thomsen, Radloff, Aristof, Gibb gibi birçok âlimlerin Türk- tarih, dil ve edebiyatına dair yapmış oldukları kıymetli neş- riyat, en eski Türk edebiyatı yadigârlarının metin ve bu met- ni neşreden âlimin kendi dilinde veya almanca, rusça, yap- tıkları tercümeler, artık Garpte Türk kültürü meselesinin âzami bir ehemmiyet kazandığına en büyük delildir. Türk- (1) Türkçe tereümesi: Hüseyin Cahüt, İstanbul 1340-41, 8 cilt.