48 Her Ay daki “Türk tarih encümeni,, nin neşrettiği,, düsturnameli enveri,, medhalinin 22 nci sayıfasında bu mesele büyük bir zühul eseri olarak şöyle izah edilmektedir: “ O. Al Osmanın müessisi olan Osman beyin bu tarih- lerde Adalardenizi sevahiline malik olmaması ve bu sahil- lerin karesi, Saruhan, Aydın ve Menteşe oğulları elinde bulunması ve diğer taraftan Rodos ve Rodosa tâbi adaların Aydın ve Menteşe illerine yakın bulunması nazarı dikkate alınırsa, Rodos seferinin Aydın ve Menteşe oğulları tara- fından yapılmış olması ve muhasarayı idare eden Osman beyin de düsturnamede zikredilen Aydın oğlu Mehmet be- yin oğlu Osman bey olması kuvvetle muhtemeldir...,,. Bu ifadede bahsi geçen (Aydın oğlu Osman bey) den “düsturname,, nin yanız iki yerinde, 17 nci ve 35 nci sayı- falarında bahsedilmektedir. Hemen her şahsın ehemmi- yetini efsanevi şekillerle izam eden bu manzum destanda (Aydın oğlu Osman bey) münakip sahibi bir şahsiyet değil- dir: Deniz şöyle dursun, karada bile hiç bir şey yapmamış, hiç bir kahramanlık göstermemiştir. İsminin zikri bile sırf (Aydın oğlu Gazi Mehmet bey) in kardeşlerinden olmak iti- bariyledir; hattâ bunun muhayyel bir şahıs olmak ihtimali bile vardır: Çünkü “Düsturname,, de bahsi geçen her hane- danın nesebine böyle bir takım mevhum ve meçhul isim- ler karıştırılmıştır. Fazla olarak, 17 inci sayıfada (Mehmet bey) in (Osman), Karaman), (Hasan) ve (Hamza) is- minde dört kardeşi olduğundan bahsedildiği halde, 35 inci sayıfada: Var idi Mehmet beyün üç kardeşi Hamza ve Osman Hasan bey yoldaşı mısralariyle yalnız üç kardeşi bulunduğundan bahse- dip 17 inci sayıfadaki (Karaman) ismi kâle bile alınmamış- tır! Binaenaleyh “Enveri,, destanınin bu mütenakıs ifadele- rinde görülen ve ondan başka hiç bir menbada görülemiyen efsanevi bir ismi tarihi bir şahsiyet telâkki edip Rodos muha- sarası gibi orta zamanların büyük hâdiselerini hep bu müp- hem ve yahut muhayyel şahsa isnat etmek doğru değildir: Böyle bir telâkki, yalnız Osmanlıların ceddi olan (Osman Ga-