— Vallab, Bey viğit, Alahu Taalâdan buyruk oldu. Al kanatlı Azrail ol yi. tidin canın aldı. Deli Dumrul eyder: — Mere Azrall dediğiniz ne kişidir kim ademin canın alır? Ya kudir Al. Inh, birliğin, varlığın hakkıycün Azraili menim gözüme göstergil. (9) Sayva- şayımı, cekişeyim, derişeyim, yahşi yiğidin canın kurtarayım, Bir daha yahşi yiğidin canın almıya! dedi, Kayıttı, (107 âöndü. Deli Dumrul evinc geldi. HBak tanlâva Numrul'un sözü haş gelmedi: — Bak bak, mere deli kuvat, menim birliğim bilmez, hirliğime şükür kıl- maz, menim ulu dergühımda gezmenlik (11) eyliye, dedi. Azraile buyuruk eyledi kim: — Ya Azrall, var, ol deli kuvalın gözüne görüngil, benzini sararigıl, canı- nı hırlatgıl, algıl! dedi. Deli Dumrul kırk yiğitlen yiyip içip otururken nigâhından Azrall çıka- keldi. Azraili ne çavuş gördü, ne kapıcı. Deli DaomaruVun görür gözü görmez oldu, tutar elleri tutmaz oldu, dünya âlem Deli Dumrul'un gözüne karangu oldu. Çağırın Deli Numrul söyler. Görelim Hanım ne söyler, Evder: Can, sen ne heybetli kocasın ! Kapıcılar seni gürmedi, Çavuşlar seni duymadı; Menim görür görlerim görmez oldu, Menim tutâar ellerim tutmax odu; Diterdi menim canım cosaroldi; Alftın eyağım elümden yere düşlü; Ağzım içi buz gibi oldu; Söküklerim taz yihi oldu! Mere sakalcığı ağaca koca! Gözceğizi çonge koca! Mere ne heybetli kocasın, diğil mana? Kadam belâm lukunur bugün sana! (13) Dedi. (9) Emtir etygalâriının sonuna gelen bu egil-gü> oki emri kuvyetlendirme işine yarar, (DN0) «Karıtmakı rücat elmek, geri dönmektir. (ÜD Bu egezemenlike sözü günümlzsün sgeyezelik: sözüne benziyor. Kaynalı belli değildir. (19) Bu parçanın en başındaki ecans sözü metinde *çan> kılığındadır. Bit ni- da oldüğüu Bnlaşılıyor, Fakat tam küynağı bilinmiyor. <«Cusa geldi> sözünün “Türkçe olarak- ecoçaşeldir olması melöiurdur. eEyağ> İçki kadehi manasına a- cemoedir. «Sökük» eski türkçede ekemik> demektir. döz için kullandığı eçön- ge> veya ecöngös sıfatı şehlâlik anlatıyor. «Kerza> söxü da o zaman sivesiyle *Kadar olmuştur. 72