tamamen kapitalist menfaatlar tarafından tayin edilmesinde idi. xEshiden Devlet iktisadı idare ederdi. Şimdi İkhtisat Devleti ida- ye etmektedir» (W. Sombart). Devlet, kapitalismin bu safhasın- da büyük bankaların, büyük inhisarcı teşkilâtlarm bir âleti hali- na geldi. Yeni Devlet politikasının ilk işi, gümrük himayesine avdet olmuş- tu. 1880 senesinden itibaren İngiltere müstesna bütün kapitalist memleketlerde himaye usulüne avdeti müşahede ederiz. Bu hi- mayecilikten maksat merkantil dvirde olduğu gibi zayıf sanayii harice karsı korumak yahut olmıyan milli sanayi yaratmak, tâ- biri diğerle #terbiyevi bir gaye gütmek değil, büyük inhisarcı taş- kilâtları yabancı memlektlerin inhisarcı teşkilâtlarının rekabet- erine karsı himayea etmekti. Onun için bu gümrük himaye siste- mine «Karltel porteksiyonizmi» ismi dahi verilmişti. Devletin nco-merkantilist politikasının ikinci ana hedefi de Ana- yatanın iktisadi nüfuz sahasını dünya üzerinde tevsidi. Bunun için muhtelif metotlar takip olunmaktadır. Bunların başında müstemleke siyaseti gelmektedir. Devlet bu safhada mali serma- ye menfaatları namına geri memleketlere karşı şiddetli bir em- peryalist politika takibine başlamıştır. Bunun için kapitalismin hu üçüncü safhasına emperyalızm devri dahi denilmektedir. Fa- kat burada şayanı dikkat olan cihet, milli piyasada serbestii re- kabetin, liberal iktisat siyasetinin gittikçe geri planlara atılma- sma mukabil müstemlekeler karşı emperyalist Devletlerin hara- retli bir hberal siyaset müdafaa etmeleridir. Bunun böyle olması gayet tabiidir. Çünkü, nasıl kapitalizmin ilk çağlarında Devlet hem kendi hem sermaye yeni menfaatları namına mahalli otorite- lerle mücndele ediyordise şimdi de dünya içinde müstakil otorite olmak islidadımı gösteren milletlerle mücadele ctmek zaruretinde idi. Kapitalist memleketlerin ekspansiyonu ve müstemlekelerin serbest istişmarı için behemehal dünya piyasaları serbest ve güm- rük duvarları gibi her hangi tahdidattan masun olmalı idi. Bütün bu inkisaflara muvazi olarak sanayi kapitalizmile beraber tarih sahnesine yepyeni bir içtimai sınıf ta çıkmıştı: Amele sını- f Kapitalizmin liberal çehresinin dezğişmesine bu sınıfın kula- balıklaşması ve teşkilâtlanması da müessir oldu. Teşkilâtlar sa- 35