devrode geçirdikleri bir safhadır ki, XVW ci asrın orltasında başlıyarak XX inci asrım başlarında bitlen sanayileeme hareketinin ve beynelmilel mübadele münasebetlerinin biç neticesidir. Hu kelimeyi dlüçats manasını alarak kapitalizm sistemini lenkil edenleri, sermâye ve sermayedar düş. manı gibi nddetmek hüyük bir haksızlıktır. Sermayeyi ve sermayedurlığı kabul etmek başka şeydir; sermayedar rejlmini kabul etmek haşka şeydir. Sermuye ve sermayedar istihsal ve mübadele münasebetlerinin her deyv- rinde luxumlu olan iki faktördür. «Kapitalizm» ise yalnız muayyon bir de- yirde bir kısım İnsanların geçirdiği bir asafhadır. «Kupitalizm»s diyince ak- lımıza yalnız sermaye ve sermayedarı olan bir rejim değil, Takat sermuye- nin dış-pivasalardan müstemleke ve açık puzar istismarlarından istihsal âletleri farklılığı ve beynelmilel mülnıdele ile elde edilmiş olması gelivar, Su halde xKapitalizme, bir milletin koendi deşandan, serbest mübadele ve müstemleke usullerile fazla kazandığı kiymellere düyanır, B aleyh i« tismarel ve iştilhenlir. Kapitalist bir memleket demek, müstemleke ve açık pazar istismarına dayanarak kendi icine bir sermayec terekümü yapan ı" leket demektir. Son iki asrın mahsulü olan xKapitalisma, garpta doğz- duğu için, bu kelime İle kastettiğimiz rejim, garp kaniftalizminden iba- rettir. Milletler arasında mübadele serhest ve müsavi gartlar altında iyler, müstemleke ve açık pazar islismarı imkânları ortadan ka « bugünkü kapltalizm rejimi yaşıyamaz. Onun iİçin kapitalizmin ana menfnatleri kendi haricindeki memleketleri müstemleke ve açık pazar halinde bırak- vak seklindedir. Türk iİnkılâbı eskidenberi açık pazar olmuş blir memle- ketin siyaset ye iktisat bakımından mlüstakli bir millet halinde kurulma- gı davasını islihdaf eden, ve kendi hudutları dışında müstemlekeler kur- yçık pazarlar tesis etmek gibi duvalara tamamen muhalefetini ilân eden bir dayadır, r , $ Kapitalizm XEX e) asırdau. ferdiyectcilikle inkişaf etti; XX ci asırda bu, devletçiliğe doğru yürüyor. «Ferdiyelcilik ve Devletcilik» iki ayrı medeni- yet nizamını güsteren iki tem değil, bir medeniyetin iki mülcukip saf- hasıdır. «Emperyalizmi» ferdiyetejlikte yaşadığı kadar, devletçilikte de yu- şar; Ferdi kapltalirmin vazifesini devlet kapitalizmi Üzerine unlaruk «Em- peryalizm» hâkimiyeti devam eder, gider, Onun için biz garptaki ferdiyetcilik, üevletçilik münakasalarına *E Naper- yalizme darmgası altında ve onun iki silâhı gibi bakarız. Garp vemiyetle rinde baştan başa devletçilik teorübeleri yupılıvor, ve devlet bir takım yeni kambinezonlurla kapitalizmin, on dokuzuncu asırda fert tarafımndan temin olunan istismar yaşıtalığı vazifesini üzerine alıyor. Garpta kapitalixm, ister fert, ister devlet sermayedarlığı şeklinde olsun, ancak emperyalizm ilç birleşmek ve ona hizmet elmek mevki ve vnazile- sindedir. Biz memlekete ferdiyetçiliği de, Avrupunın İltm soldlarından uenzoa ala- rak ithal eden ilim hazirgânlarının şimdi devletçilikten hahsetmeleri su- retile yapacakları spekülâsyonları daimi bir tereddütle karşılamalıyız. Kar- şımızda hayır elbise salan komisyonculurun bundan oön s«ene evvel ferdi- yetçilikten dem vururlarken bugün deçletçilik ticaretile meşgsul almalu- rının bizce manası budur. Onlar, garpla tasfiye edilen ilim soldlarının *A