Edebiyal İnkılâp Edebiyatı. EtHlâtun Cem. Kurtuluş inkılâbımızın getirdiği yeni görüslerle plânlı bir cemi.- yet kuruyoruz; bu yeni yapının bazı cepheleri şimdiden yüksel- meğe başlamış görünüyor. Halbuki, san'at cephesi, maziden, elişçilizi mevsiminden kalma bir eda ve mana ile yeni cemiye- tin bünyesinde eski bir yama gibi duruyor. Bu, böyle ne olacak? Yeni hayatın yeni edebiyatı daha ne zaman doğacak?. Yeni bir zevk arayanlar, böyle konusuyor.. © Vakıa, (923) denberi kart ve körpe kalemler, yeni bir san'at şekline can vermek için çarpışıyor. Biz, ruhların bu ihtilâlini ümitli bir yürekle karşıladık. Çünkü (908) hareketinden sonra da böyle olmuştu: Edebiyatı cedide, Fecri ati, Nayiler, Yeni li- sancılar birbirile yine böyle çarpışmış; neticede, ortaya «Mlilli cereyan edebiyatır çıkmıstı. Bu defa da, iştiyakı duyulan ede- biyatın bugünkü mektepler arasındaki vuruşmadan daoğacağını umduk ve bekledik. Fakat, ön yılın sükütunu, sükütun siirini inciten şu kuru gürültüden, beklenilen (Millet edebiyatı) doğ- madı, doğmayor; hâlâ, her bucaktan yorgun, ezik bir ses ge - liyor. © Dünkü vadilere usta ve çırak olanlar, bağlandıkları mektep ve mesleklerin ömrü tükendiğini, eser ve sahsiyetlerinin tarihe döküldüğünü bilselerdi, ya evvelce verdiklerinin talihine razı a- jAarak süküttan teselli arayacaklardı; yahut, ruhları kuvvetli ise, cürüyen san'at itiyatlarından sıyrılacak; yeni bir estetik adam kıyaeftile cemiyete tekrar doğacaklardı. Halbuki yüreklerinde taze bir ideal heyecanı dolaşmadığı için yeni bir san'atkâr ira- desi kullanamıyorlar; bununla beraber, eski ağızla kanuşmak merakından da kendilerini kurtaramıyarlar. © Kart kalemlerin şu uzayıp giden muvazenesizliği, körpe kalem- lere yollarını kaybettiriyor. Çünkü, yarının ümitleri, edebi mek- tep ve meslekleri birbirinden ayıran keskin köşeleri seçemedik- 87