inkılâbının ayırıcı vasıflarının muhassalası buradadır. Ve onun içindir ki, Türk inkılâbında, Osmanlı'lığın vehim, korku, bed- binlik, bilgisizlik, sersemlik izlerinden tek bir çizgi bile yoktur ve olamaz, Dedik ve diyeceğiz: Millet bir maddedir. Bir hacmi, demek ki bir kemiyeti; bir enerjisi, demek ki bir keyfiyeti vardır. San'al, felsefe, ve her navi fikir müesseşeleri, içtimai vasfını taşıyan bütün hâdiseler, maddedeki ziya ve elektrik tezahürleri mahi. yetinde, milli bünyedeki enerjinin harcanması manzaralarıdır. Fikir, san'at ve teknik işlerinde henüz muasır cemiyetler aya - rında olmıyan Türk milletinin, keyifyetçe ileri ve üstün bir ol. guünluk kazanması, cihan karsısındaki milletleşmek harcketi - nin zaruri bir neticesidir. İnkılâbımızın ideolojisi bu mihver et. rafında tekevvün edecek, san'ati bu mihvere bağlanarak işli - yecek, bütün bunlarla beraber teknik sşartlar bu mihver içinde hazırlanacaktır. Böyle olmıyan bir ideoloji, Ortaçağ safsatası; böyle olmıyan bir san'at, İlkçağ efsanesi; böyle olmıyan teknik, Önçağ vasıtası mahiyetinden uzak olamaz. Çünkü hayat, yeni- nin değil, yepyeninin peşindedir. Bu yepyeniyi ise, ne eskiden, ne yeniden beklemek dalâlettir. İnkılâbımızın basşlangıcı ve bu güne kadarki akışı, böyle bir dalâletle illetli dezildir; yarınlara doğru mesafe alırken de bü illetten masun olacağımız muhak- kak,, Onun için Türk mütefekkirine hitap ediyoruz: artık inkılâp için düsün. Türk san'atkârına haykırıyoruz: artık inkılâp için ya - rat, Türk teknikçisinden istiyoruz: artık inkılâp için ilerle... Bu düşünüş, bu yaradış, bu ilerleyisş, hep inkılâp için, demek ki hep ayarlı.. Ayarı bozmak, haşıbhozukluk alâmetidir; disiplin- sizliktir; bu ise, şaşkın ve kahkari bir hezimetin başlangıcıdır. Zira, millet mikyasında ayarsızlık, mesafeyi uzatır, gücü kırar, makineyi yorar ve enerjiyi bedava harcatır. Bunun milli bün - yede açacağı yara, ölümün ta kendisidir. & Türk milletinin böyle bir keyfiyet seviyesini, kemiyet seviyesi ile muvazenelendirmek, ilk şarttır. Eğer yaylamızın toprakla - 56