AKİS - SAROL DAVASI riyatta bulunmasının garip bir par- ticilik anlayışı olup diğer bir Vekile hücum için böyle bir bahaneye an- cak gülünebileceğini yazmak suretiy- le müdahilin Genel Kurul üyesi ol- mak istediği 1ç1n gazetesinde bu ya- de müdahilin bu hareketini zikir ve beyanla onu kendi partisi mensupla- rı arasında kötü tanıtmak suretiyle şeref ve itibarım kırıcı mahiyette neş- riyatta bulunduğu gibi Devlet Veki- li bulunan müdahilin basın işlerini tedvire memur Devlet Vekâletine ge- tirilmiştir. Ve bu sıfatla Devletin res- mi ilânlarının tevziinde en selâhiyet- li söz sahibidir. Resmi ilânları o tan- zim eder. Yalnız resmi ilânları değil Devlet Dairelerinin gazete ve mec- mualara abone olmaları hususunda da karar vermek hakkı çok zaman o- na aittir. Tekrar ediyoruz mesele iyen Mükerrem Sarol'un şahsiyle alakalı değildir demek ve Devletin i- ân ve abone işlerini şahsi takdiri ile tanzim eden bir vekâletin başına bir gazete sahibinin getirilemiyeceğini ve Türk Sesi gazetesının satışının pek alçak olmasına rağmen resmi ilân ve Devlet abonesi mikdarının pek yü sek olduğunu, ilkokullara bile Turk Sesi gazetesi gönderilmekte bulundu- ğunu ve gazetemn sahibi bulunan müdahilin resmi ilân çeşmesinin ba- şında bulunduğuna dair neşriyatta bulunarak müdahile Devlet Vekili sı- fatı ve resmi ilân tevzii hususundaki vazifesini bitaraf bir surette yapma- dığı hususlarını isnat ederek şöhret ve itibarım kıracak yazılar yazdığı ve meselenin onun şahsı ile alâkalı olmadığını iteri sürerek asıl maksa- dını gizlemiye çalıştığı ve 11/11/953 tarih 1696 sâyılı kararnamenin 4 üncü maddesi hükmüne göre resmi ilân ve reklâmların tevzü Başvekâ- letçe vazıfelendınlecek bir komisyona tevdi olunduğu ve komisyonun 23/1/ 954 tarıhınde vazifelendirildiği anla- şıldığı halde maznunun neşriyatında bu tevziatı müdahilin yapmakta oldu- ğunu yazması, resmi ilânları ve Dev- let abonelerini Türk Sesi gazetesının satışının pek alçak olmasına rağmen resmi ilân çeşmesinin başında bulun- duğundan Devlet Vekilliği sıfatından ve bu işde yaptığı hizmetten fayda- landığını isnat suretiyle itibarını ki- nci ve şöhrete zarar verici yazılar yazdığı sonucuna varılmıştur. Her ne kadar maznun müdafaa- sında bu neşriyatın cereyan etmiş bulunan hadiselerin bir havadis ola- rak naklinden ibaret kaldığını ve mahiyeti itibariyle bir tenkidi ihtiva ettiğini ve nüfuzunu kullanarak ken- di gazetesine fazla ilân verdiği hak- kında herhangi bir isnadın asla mev- cut olmadığını ve resmi ilân miktarı ile İlk okullara Türk Sesi gazetesi gönderilmesi hususlarının bir vakıa- nın havadisleri olduğunu ve ehlivukuf da bu husustaki mütalâasında bu ya- zının tenkid çerçevesi içinde mütalâa- sı lâzım geldiği, şeref ve itibara tesir edici bir mahiyette olmadığı ve alçak satış ibaresinin yüksek satışın zıddı bulunduğu ileri sürülmüş ise de ya- sının cereyan etmiş hadiselerin nak- li ve bir vakıanın havadisleri olması isnad olunan hususların — müdahilin İtibar ve şöhretini kırıcı mahiyetleri- ni — değiştiremiyeceği gibi vukufehli suç konusu olan yazının tamamı ü- zerinde durmayarak ancak bir kısmı üzerinde mütalâasını bildirmiş ve Devlet Vekâletinin başında bulunup basın ve ilân işlerini tedvir ettiği id- dia olunan müdahile gazetesinin sa- tışı pek alçak olduğu halde resmi ilân çeşmesinin başında bulunması dola- yısiyle resmi ilânları ve Devlet abo- nelerini kendi gazetesine vermekte bulunduğunu isnad etmesi ciheti vu- kufehlinin tetkikatında yer almamış ve bu hususta sarih bir mütalâa ser- dedilmemiş olması bakımından ra- porun bu kısmı şayanı ihticaç görül- memiştir Prof. Sabri Esad Siyavuşgil Bilir kişi No. 3 İkinci makaledeki suç 30/10/954 — günlü "Bu Vekil istifa etmelidir" başlıklı makalede Dr. Mükerrem Sarol hem Türk Sesi ga- zetesinin sahibi, hem de basın işlerini tedvire memur Devlet Vekili.. Türk Sesi gazetesinin sahibi olan müdahi- lin Devlet Vekili sıfatiyle Hükümetin resmi ilânlarını tamamiyle şahsi tak- diri ile tevzi etmekte bulunduğu iddia ve bir gazete sahibinin Vekil olabile- ceğini, amma basın işlerini tedvire memur Devlet Vekili olamıyacağmı ve Dr. Mükerrem Sarol'un Vekilliği- nin devlet işlerini iyi yürütmesi için elzem olduğunu iddia etmenin (azla safdillik olacağını yazmak suretiyle ehlivukuf raporunda da gösterildiği üzere ehil olmadığını ileri sürm ve satmayan gazeteler arasında bu- lunan müdahilin sahibi bulunduğu Türk Sesi gazetesinin resmi ilânlarla bir takım Armaların hususi ilânlarını bol (bol alması ve bütün resmi daire- lerin abone kaydedilmesi ve bunla- rın arasında ilk okulların da bulun- duğunun tekrar tekrar söylenerek yazılması ve ilân tevziatının başında bulunan gazete sahibinin sıfatından ve hizmetinden faydalanarak satışı olmayan gazetesine bunları temin et- tiği ve hususi firmalarla münasebeti bulunduğu hususlarını delilsiz olarak isnat etmek suretiyle itibarını kıra- cak ve şöhretine Zzarar ika edecek neşriyatta (bulunduğuna kanaat hasıl olmuştur. Maznunun yazısının tama- mının şeref ve haysiyet kırıcı olma- dığı ve Vekilin ilânları şahsi takdiri ve kararnamenin tanıdığı selahıyete müsteniden tevzi ettiğini ve husus ilânların .bolluğundan bahsetmenın Vekile nüfuz istimali atfetmek ola- acağı, hususi firmaların mânevi ıstıfade düşünceleri veya hususi bir kari muhitinden istifade düşünceleri mevzu bahis olabileceğine dair mü- dafası itibar kırıcı Ve şöhrete zarar verici mahiyetleri açıklanan yazılar muvacehesinde varit görülmemiş ol- uğu gibi vukufehli raporunun 30/ 10/954 tarihli yazıya taallük eden kısmında "Muharririn muhtelif tat- bikatı tenkid etmekte olduğu ve Mü- kerrem Sarol'a muhabbet beslemedi- ği aşikâr olmakla Dr. Mükerrem Sa- rolun Vekilliğinin Devlet 1ş1er1n1n i- yi yürümesi için elzem u id- dia etmenin safdillik olacagını soyle— mesinde şahsi bir takdir meselesi bu- lunduğu ve demokratik rejimlerde bir Vekilin ehil olup olmadığı husu- sunda matbuatın bir hüküm vermesi mutad olup bu ehlıyetsızlıgın ahlâki ve şahsi sebeplere isnat ettirilmemiş olduğu cihetle suç olamıyacağı" hak- kındaki ve aynı yazıda vukuf ehlinin gazete sahibi bulunan müdahilin hu- susi firmalarla münasebeti olduğu intibar verilmek — istendiği tasavvur olunabileceği gibi sadece objektif bir tesbit yapmak maksadının da güdül- düğü iddia olunabileceğini, hususi i- lânlar bol miktarda olduğu takdirde ittiham maksadının mevcudiyeti bu yazının mahiyetinden anlaşılamıyaca- ğına dair mütalâası yukarıda mahi- yetleri- açıklanan yazılar muvacehe- sinde yerinde görülmemiş ve müda- hile ait gazetedeki hususi ilânların bol miktarda olduğu hakkında delil- siz ortaya atılan isnat ve ittihamın mahiyetinin tetkiki bahis mevzuu ol- mamış ve müdahile — muhabbet beslemediği tasrih olunan muhar- ririn sarih isnat ve ittihamı kar- şısında sadece objektif — bir tes- bit maksadiyle hareket ettiğine dair vukufehlinin görüşü muharri- rin teselsül eden yazılarının umumi hey'eti nazara alınmaksızın ileri sü- rulmuş bir mütalâadan ibaret kaldı- ğı görülmüştür. Bu itibarla bu nok- taya müteallik mütalâa da — şayanı kabul bulunmamış ve bu satmayan gazetenin sahibinin resmi ilânlarla beraber bir takım hususi firmalarla AKİS, 14 MAYIS 1955