YURTTA OLUP BİTENLER D. P. Bir kedi ve fare hikâyesi Hiç kimse, geçen hafta bir sözünü gene bu sütunların başına aldığı- mız olgun ve realist Demokrat mil- letvekili kadar doğru görüşlü ola- mazdı. İktidar partisinin Meclis gu- rubu o gün heyecanlı bir toplantı yap- mış ve ateşli genç milletvekilleri ön- lerine geleni tenkid etmişlerdi: Hü- kümeti, Genel İdare Kurulunu, Parti- nin başında bulunanları... Hükümet adına İçişleri Bakanı söz alınca "Sen hükümeti temsil edemezsin.. Kim o- luyorsun?" diye bağıranlar çıkmış, Genel İdare Kurulu adına Kâmil Gün- deş kürsüye gelinc im seçti sizi, ne zaman seçıldınız"" yolunda hıtap— lar olmuş, Belediye seçimlerinin te- hiri şıddetle tenkid edilmiş, bunların ir an evvel ve zamanında yapılması ıstenılmış, bağırılmış, çağırılmıştı. Am toplantıda Başbakan Ad- nan Mendere s yoktu Başbakan Adnan Menderes yok- ve bahis mevzuu realist milletve- kılı toplantı dönüşü Ankara Palasın geniş koltuklarına yan geldiğinde: — Kedi yok ya, fareler cirit a- tıyor... Hele bir gelsin, hepsı kaçacak delik ararlar" dem mişti Salı sabahı bir uçak İstanbuldan Başbakan Adnan Menderesi Ankara- ya getiriyordu. Başbakan bir akşam vvel Yugoslavyadan — dönmüştü ve dogrusu İstanbulda bir kaç gün faz- la kalmak pek canını sıkmazdı. Ama vaziyet kendisine anlatılmış ve Gu- rup toplantısında hazır bulunması lü- zumu hatırlatılmıştı. Bazı gazetelerin gurupta hizipleşme — olduğu yolunda neşrıyatta bulunmaları, normal ten- Ve murakabe vazifesini mılletvekıllerının resimlerini onları muhalefet liderleri olarak va- sıflandırmaları böyle bir cereyanın mevcudiyetine Başbakanı inandır- makta rol oynamıştı. Pazartesi akşamı Devlet Bakanı Prof. Fuad Köprülü Haydarpaşadan Ankaraya hareket ediyor yonda bizzat Başbakan Adnan Men- deres tarafından uğurlanıyordu. Prof. uad Köprülü ertesi gün Başbakan- la beraber de gelebilirdi ama Devlet Bakanı uçağa binmekten - hele bizim yolcu uçaklarına - pek hoşlanmaz.. Nitekim Daışişleri Bakanlığı sırasın- a da Patise giderken Romaya kadar uçakla gider, — Alpleri geçmektense Parise trenle seyahati tercih ederdi. Salı sabahı hava meydanına, Baş- bakanı karşılamak üzere Demokrat Partinin diğer Uç kurucusu: Devlet Başkanı Celâl Bayar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koral- tan, Devlet Bakam Prof. Fuad Köp- rülü gelmişlerdi. Dört kurucu, bera- ber resim çektirdiler ve bu fotograf ertesi gün Zafer gazetesinin başında beş sütun üzerine neşredildi. Prof. Fuad Köprülünün çok sevdiği Dışişle- luk hasıl olduğuna dair uçurulan ri- vayetler bu suretle tekzip ediliyordu. Kurucularla beraber hükümet ve dev- et erkânı da hava meydanındaydı. Başbakanı karşılayıp, onun yoklu- unda cereyan eden hadiseleri kendı zaviyesinden anlatmak — maksadiyle stanbula gitmiş olan diğer Devlet Bakanı Dr. Mükerrem Sarol ise daha erken saatte, dönmüştü. kendi uçağında getirmemesi nazari dikkati çekmişti. Gurup toplantısı açılıyor Bir vvel, o heyecanlı gurup toplantısında, Belediye seçimleri- nin tehiri teklifi hakkında Genel 1- dare Kurulunun ne duşundugunun öğrenilmesi için meselenin bu Salıya taliki kabul edilmişti. Arada Genel İ- dare Kurulu, Gurup İdare kuruluyla müşterek bir toplantı yapmış ve se- çimlerin tehirine ittifakla karar ver- mişti. Gurupta evvelâ Genel İdare Kurulunun o raporu okundu. Mütea- kiben partinin tayinle iş başıa ge- len Genel Başkan Vekili Prof. Fuad Köprülü söz aldı ve kararın mucip sebeplerini anlattı. İfadesine — göre, Haziran ayının hasad ayına tesadüf etmesi bir yana, şehirlilerin de say- fiyelere göç etmeleri dolayısiyle se- çimlere iştirak nisbetinin düşük o cağı göz önünde tutulmuştu. Halbu— ki demokrasinin en basit icabı, seçi- me iştirak nisbetinin fazlalıgıydı Bu bakımdan, demokrasinin tam tecelli- sini her şeyin üstünde tutan Demok- rat Parti, Belediye seçimlerinin Ha- ziranda değil, Eylülde — yapılmasını uygun görüyordu Yalnız, — Prof. d Köprülünün bu sözleri milletvekillerini — kalben tatmin etmedi. Haziran hasat mevsi- miyle, Eylül de bağ bozumu zamanıy- dı. Sayfiyeye gidenlerin hepsi, Eylül- de şehirlere avdet etmezlerdi. Sonra, Haziran tarihini tesbit eden de gene hükümetti. Bu seçimlerin kanunen Kasımda yapılması gerekiyorken hü- kümet, aldığı bir kararla bunu Ha- zirana bıraktırmıştı. Haziran, o karar alındıktan sonra mı hasat mevsimi olmuştu? Genel Başkan Vekilinin, a- sıl sebebi açıklamak istemediği anla- şılıyordu. iki itiraz sesi Gurupta, bir hafta evvelki heyecan . Buna mukabil,' hükümete ayrılan yerde Başbakan Adnan Men- deres vardı. ün evvel ay- nı teklıfe şıddetle muhalefet etmiş o- Dr. Namık Gediği azarlayıp, Kamıl Gundeşı tanımak istemeyenler 'susuyorlardı. Genel Başkan müzake- releri dikkatle takip ediyordu. akat, geçen hafta takriri veren Tekırdag 'milletvekili Dr. Zeki Era- taman tatmin olmadığını söylemek- ten çekinmedi. Demokrasinin icabı, seçimlere iştirak nisbetinin fazlalıgı değil, bunların zamanında' yapılma- sıydı. Hakikaten demokrasilerde, her şeyden çok seçimlerin geri bırakılma - masına dikkat olunduğu bir hakikat ti. Dr. Zeki Eratamanı meraka' düşü- ren başka bir nokta vardı: bu şekilde hareketler umumi efkârda D.P. nin ve Demokrat liderlerin zihniyetleri hakkında tereddütlere yol açıyordu. Buna lüzum yoktu. Hasat mevsimi sözleri kimseyi, tatmin edemezdi YAZISIZ AKİS, 14 MAYIS 1955