Fakat Fransa dışişleri bakanlarının daha evvel toplanmasına a tardı. Üç dışışlerı bakanının çalışma- larına Fransanın geçenlerde Mareşal Bulganin tarafından kabul edilen Moskova Büyükelçisi M. Joxe da iş- tirak etti ve bakanlara ihtisaslarını anlattı. Onun kanaatınce de S ile görüşmek lazımdı. Bir. karara varılamıyor Konferans nasıl — hazırlanacaktı? Bir karara varılamadı. — Rusyaya nota verilebilirdi. Başka bir yol var- ı: Dört dışişleri bakanları Avustur- ya andlaşmasını İmzalamak üzere Vi- yanada hemen toplanabilirdi ve-no- taya lüzum kalmazdı. Fakat Dışişle- ri bakanları konferansın esasında an- laşamadıklarından meselenin hallini bir gün sonra toplanacak Atlantik Paktı Konseyine bırakmayı tercih ettiler. Dediklerine göre Batı ile Do- ğu arasındaki münasebatı Atlantik Paktı Konseyi tanzimle yetkiliydi. Tabii bu, bir "baştan atma" idi. öy lece Pazartesi günü, Atlantik Paktı Konseyi, Almanyanın pakta kabulü dolayısiyle yapılan merasim- den sonra çetin bir meseleyle karşı karşıya kaldı. Batı Avrupa Yemekli toplantılar Üç Dışişleri Bakanları bir yandan kendi aralarında toplanırken in- giltere ve Fransa Dışişleri Bakanla- rı yemek saatlerini başka bir paktın toplantılariyle denk — getirmişlerdi: Batı Avrupa Paktı. Bu paktın esası 1948 yılında ku- rulan ve Avrupa Konseyi ile Atlan- tik Paktı teşkilâtının tohumu mesa- besinde bulunan Brüksel paktıydı. O pakta beş devlet dahildi: Fransa, İn- giltere, Belçika, Holanda, Lüksem- burg. Paktın bir askerı kıs- mı Vvardı ve Paris civarındaki Fontainebleau'da bir ruluyordu. skeri kuvvetlere Ma- reşal Montgomery kumanda e- decekti. Fakat hemen arkadan At- lantik Paktı Teşkilâtı — kurulduğun- dan Brüksel Paktı - ki kültürel ve ekonomik münasebetlerden de bahse- diyordu - plâtonik bir pakt olmaktan kurtulamamış ve faaliyet göstere- memişti. Fakat bu senenin başında Avru- a Savunma Camiası projesi suya düşünce, Almanyanın silahlandırıl- ması için mutlaka bir formül ara- yanların hatırına bu pakt gelmişti. Ortada bir. çekirdek vardı, onun et- rafına meyva satılabilirdik Tabii bu, işe ters taraftan başlamak demekti. Ama, ziyanı yoktu. Mesele, dumanın doğru çıkmasıydı. Fransa, Almanya ile başbaşa kalmaktan korkuyordu. İstiyordu ki kurulacak camiaya İn- giltere de dahil olsun.. Nitekim Av- rupa Savunma Camiası da o yüzden fiyaskoya uğramıştı. İngilizler buna katılmayınca- Fransızlar da caymış- lardı. Şimdi ne yapılmalıydı ki İn- giltere de camiaya girsin? Brüksel AKİS, 14 MAYIS 1955 karargâh ku- paktının genişletilmesi düşünüldü- Buna Almanya ile İtalya da katıla- caklar ve Alman ordusu müstakil bir ordu değil, bu Avrupa ordusunun bir rüknü olacaktı. Londra ve Paris and- laşmaları bunu derpiş ediyordu. Mayısın 5 inde, bu andlaşmaların tasdikli suretleri teati olunmuş, for- maliteler ikmal edilmişti. Almanyada- ki Fransa, İngiltere ve Amerika yük- sek komiserleri - sıfat değiştirerek Büyükelçi adını alıyorlardı. Tabii Ba- tı Avrupa Paktının konseyi de hu- kuken doğuyordu. İşte Pariste, hep- si de Atlantik Paktına dahil olan Ba- tı Avrupa Paktı üyesi yedi devletin Dışişleri — Bakanları toplantılarını yaptılar. Yalnız, bakanların pek faz- la vakitleri yoktu. Bilhassa M. Pinay ve bir. Macmillan Üç Büyüklerin toplantılarına da katılıyorlardı Ge- ne bir formül arandı bulundu: ye- mek saatleri boştu, konferanslar ye- mek sofrasında olacaktı. Nitekim a- çılış celsesi, İngiltere Büyükelçiliği- nin meşhur moda merkezi Faubourg Saint-Honore üzerindeki büyük bina- sının yemek salonunda oldu. Büyük- elçi ziyafet veriyordu. Ertesi gün de celseler öğle ve akşam yemekleri ve- silesiyle aktedildi. İyi ki oruç tutan yoktu! Diplomaside yeni bir keşifte bu- lunuluyordu. Şimdiye kadar böyle şey görülmemişti. Batı Avrupa Paktı, pek gülünç bir şekilde siyaset alemı— ne çıkıyordu. Gündem, yemek saat- lerine göre tanzim ediliyordu. Adenauer'in dertleri. Pakt ukuken kurulmuştu ama, henüz işliyecek halde değildi. Al- manya, bir ordu kurmak için hazır olmaktan çok uzaktı. Zira memleke- tin dahilinde sosyalistler silahlanma- ya şiddetle muhaliftiler ve bir ordu- nun kurulmasını sabote edeceklerini açıkça bildirmişlerdi. Silâhlanma yo- DÜNYADA OLUP BİTENLER luyla Doğu ile Batı Almanyayı bir- leştirmeye imkân olmadığı, bu ba kımdan Ruslarla anlaşmak lâzım gel- diğine kani idiler. Tabii bu kanaat- lerinde en büyük rolü iktidar değil, muhalefet partisi olmaları oynuyor- du. Yoksa Batı Almanyanın mukad- deratı Dr. Adenauwer'in elinde değil, kendi ellerinde'olsaydı başka türlü hareket edecekleri muhakkaktı. Dr. Adenauer çalışmalara katıl- mak üzere Parise geldiği zaman, iç meseleyi nasıl halledeceğini düşünü- yordu. Hareketinden evvel Sosyalist partinin lideri Herr Ollenhaur'i gör- müş ve kendisine Milli Savunma Ba- kanlığı — yardımcılığını — sosyalistlere vermeyi teklif etmişti. Herr Ollen- hauer bunu reddetmişti. Üstelik sos- yalistlerin silahlanmaya mani olmak için çalışacaklarını da açıkça bildir- mişti. Londra ve Paris andlaşmalarının tasdikiyle Batı Almanya hukuken müstakil bir devlet oluyordu. — Batı — Almanyanın son veriliyordu. Hükümranlık, askeri kuvvet bulundurmak hakkı da da- hil olmak üzere hemen ta- mamiyle iade olunuyordu. Batı Almanya Atlantik Pak- tı Teşkilâtına aza oluyordu. Batı Avrupa birliği yedi dev- letin iştirakiyle — kuruluyor- du. Birliğin merkezi Londra olacaktı. Birlik bir "Silâhla- ri Kontrol Komisyonu" ku- ruyordu. Komisyonun mer- kezi Pariste bulunacaktı. Başına İtalyanm eski Dış Ticaret Bakanlarından Sin- o mbardo getırılıyordu Bayram günü tarihinde ihtilaf işgaline - 3 — 4 — Almanya hükümranlığını — kazanı- rdu ama sosyalistler bunun tam olmadığı noktasına haklı olarak iti- raz ediyorlardı. Bunun en son delili NATO konseyi toplantı hâlinde 14 ler 15 oldu