Sanatkârlar Stokowski'ye yeni vazife Her e kadar Leopold Stokowski, Phıladelphıa orkestrasının şefliği- ni bundan ondokuz yıl önce terket- miş idiyse de, bugün dahi Philadel- d idaresini 1912 yılında ele alan sanat- âr, orkestrayı, dünyanın sayılı vir- töz guruplarından biri - belki de bi- rincisi - haline yükseltmişti. 1936 da Philadelphia Orkestrası- nın şefliğinden istifa ettiğinden beri, olduğu ileri sürüldü. Fak eye rağm ğeri ve şahsiyeti inkâr e- dilemezdi. Hele modern musikiye et- tiği hizmetler.. Bir ara, Amerikan Gençlik Or- kestrasını kurdu ve bu orkestrayla . Sonra misafir şef o- larak, birçok orkestra - Ve bu - yanda NBC ve New York Fılarmo- nik Senfoni orkestralarını - idare et- ti. Sonra kendi orkestrasını kurdu. Nihayet, Toscanini'nin is ne dağılma tehlikesi karşısında ka- lan NBC Senfoni Orkestrası üyeleri- nin bir kısmını kendi gurubuna dahil etti. Son aylarda, "Leopold Stokowski idaresinde NEBC orkestrası Üyeleri" İsmi altında, RCA Victor firması he- sabına plâklar yaptı. Şimdi Stokowski, — Philadelphia'- nın şefliğini yaptığı günlerden beri, ilk devamlı vazi rika'daki bul etmiş bulunuyor. bu vazifeye tayini, duru tarafından geçenlerde açıklan- mış Bıldırıldıgıne göre Leopold Sto- kowski, önümüzdeki Sonbaharda va- zifesine — başlıyacaktır. İmzalanan kontrat, üç yıl müddetlidir. Stokow- ski, orkestrayı 1954-55 mevsiminde idare etmiş olan Ferenc Fricsay'm yerine geçmektedir. Fricsay, Berlin RIAS Orkestrasının eski şefidir. Stokov/ski'nin, Houston Orkest- rasını da Philadelphia'nın — şöhretine ve seviyesine ulaştırması beklenebi- lir. Caz Doğan Nadi'ye göre Nadi'nin musiki sahifesin- eksiniz. en esprili kalemi arada bir, musiki ile hiç ilgisi olmadığı halde, muay- yen bir tip musikiye - caz musikisi- ne - kalem uzatıp bu tip musikiyi se- Kapaktaki sanatkâr Suna Ama ılerde daha iyi ça- şüphes Olabilir. 19 yaşında bir genç kızın Brahms çalmasının er- ken olup olmadığı hususunda ne düşündüğünü sormuştu. Suna Kan- önceki konserde bu konsertosunu me safhasını bi- tirmemiş genç bir kemancıdan bek- leneni aşıyordu. Ama gene de böy- le bir sual akla gelebilirdi. Aldığı cevap, diğer sualleri için olduğu gibi, cesaret vericiydi. güven ve sahte olmayan bir tevazu Suna Kan'da bir ara- daydı. Ekseri sanatkârlara musal- lat olan aşağılık duygusu genç kemancı var; onların en İyi- leri kadar çalabiliyorum galiba". Ne yapacağını biliyordu: "Büyük bir viyolonist olacağım; en üstün kemancıların seviyesine ulaşaca- ğım." Suna Kan'ın bu arzusuna ger- çekleştirmemesi için görünürde se- bep yoktur. Zaten bu yola girmiş bulunuyor. Derinliğine öğreten, ge- niş bir musiki kültürünü ön plânda tutan ıyı bir pedagogun - Gabriel Bouillon'un - nezaretindedir. Daha şimdiden, kemanın teknik mesele- lerine hükmetmeğe başlamış, tef- sire müteallik meselelerin içine gir- miş, bir kısmını halletmiştir bile. Hem, bunların sonu gelmez ki.. Bu ra n Suna, şimdilik, mü- sabakalara girmekten başka - Tür- İ i rleri bir tarafa - r kapılarını açmak nıyetınde değildir. Tedbir- li bir düşünüş Mamafih genç viyolonistin bu- güne kadar gösterdiği birkaç fa- aliyet büyük başarıyla neticelen- mışt r. Geçen yıl ve birkaç hafta önce Ankara ve İstanbul'da verdi- ği konserlerinde bitaraf ve sert münekkidlerin methiyelerini ka- zanmış, İstan ul konserınde hal- k ra gösterdiği mazhar olmuş - salonda z sayıda bile olsa, aynı de- recede heyecanlı bir dınleyıcı top- luluğu huzurunda çalmıştı Suna Kan, 1936 yılında (daha kesin olalım: 21. Ekim 1936 Çar- lığı Filarmoni Orkestrası'nın ikin- MUSİKİ Kan ci kemanlar gurubunda çalar. Or- kestranın "kırk yıllık" uyelerınden, hayat tecrübesi genış, emektar bir musikişinastır. Bir müddet orkest- radan ayrılmış, diyar diyar gezmiş, sonra 1940 da tekrar - ve devamlı olarak - bu guruba dahil olmuştur. Kızına ilk keman derslerini o ver- di. Fazla bir şey öğret medi. Bu işi başkasının yapmasını tercih etti. ir çok vıyolonıstler bu küçük ka- biliyetle meşgul oldular: Hulusi Karsel, Walter Gerhardt, Gilbert Back, Liko Amar İlk konserini Ankara Radyo- sunda verdi. 10 yaşındaydı. Mo'- zart'ın La Majör Konsertosunu . Bir sene sonra sahneye çı- kardığı eser, Viotti'nin 23 numa- ralı konsertosuydu. Sanat ve Eği- tim çevrelerinde hareket başladı Böyle 'bir istidadın memlekete, yanına gönderilmemesi yazık olur- du Hareket tepkisini yarattı Sa- (ve dıger bir kabiliyet, 1- dıl Bıret) için 1948 yılında Büyük Millet Meclisi'nden hususi bir ka- nun çıkt ce, Suna'nın Roma'ya Santa . Tam hareket edecek- ti ki, Serato'nun öldüğü haberi gel- di. Başka bir memleket ve yeni bir öğretmen seçilene adar Suna, bekleme müddetini Ankarada ge- çirdi ve Devlet Konservatuvarında Pırıncıpe nin kurlarını takıp etti. Niha 1949 yılında, Paris Kon- servatuvarına gıdıp Gabrıel Bou- illon'un talebesi olması kararlaştı. Aynı yıl, annesiyle birlikte, Paris'e hareket etti. Konservatuvar tahsılı, 1952 yı- lında sona erdi. t bu kâfi de- ğildi. Suna Kan şı dı, ıhtısasına devam ediyor; bir tarafta a, Ö- üzdeki ha ftalar zarfında y pılacak olan Thil Müsabakası- na hazırlanıyor. ılerısı için tasav- vurları nedir? Devlet, kanuna gö- re, ondan mecburt hızmet bekle- memektedir. t göre, memlekete mektedir de, mazeret halınde, yerıne getırılmıyebılır Mamafih Su Kan Türkiye'ye donmeme fikrını aklına getirmiyor. Niyeti, buraya gelip de keman hocası olmak ya- hut Filarmoni Orkestrasına gir- mek değil. Milletlerarası konser faaliyetlerinin merkezini Türkiye olarak tesbit etmek kararında. AKİS, 14 MAYIS 1955