liberal demokrasisi, ancak on dokuzuncu azir Avrupasını uyan ve salen onun mahsulü olan bir şeydir. Müstemlekeci kapitalizmin, duhilde sınıf tezadının siyasi bir ifadesidir. Bu rejimin âlemşümul bir manası yoktur ve müstemlekelerile, sımıflnrı olmıyan memleketler için hie bir xamun ür- nek olamaz. Aymısurella liberal iktisat, koza ondakuzuncu asrın bizzat Avrupada doğan ve hududu İçine hemen hemen yalnız Ayrupa ile Amerlka Birleşik devletlerini ve Japonyayı © da kısmen ulnbilen bir ekonomlk re- jimdir ve biç bir memleket için örnek olmak ihtimali yoktur. Yine aynı suretle gittikçe daha İyf anlaşılacaktır ki bizzat keskin sınıf mü- cadelesi, yani yüksek şermaye ile geniş işçi kütlelerinin yüksek teknlk etra- fındaki hükimiyet mücadelesi, ancak yüksek sermave ve teknikin mütc- kâsif bulunduğu memleketlerde inkişaf eden bir hâdisedir. Bu mücadelenin beynelmile) bir şümnl alması ve bir sosyalist inkılâbının beynelmilel bir yüsat nlrbilmesi için bizsat bu yüksek sermaye ve yüksek tekniğin bütün cihana aynı nisbette yayılması lâzımdı. Halbuki bizzut kupilalizm nizamı yüksek sermaye ve yüksek tekniğin hutün memleketlere müsayi surcte yayılmasına, âlemşümul bir mahiyet almasına manldir. Çünki bu gün yük- sek sermaye ve yüksek leknik uncak geniş ve sanaylsiz müslemlekelerin soyulmasile vucuthulabilir. Avrupu, Amerika ve Japonyanın yüksek serma- yelerini besliyen müstemlekeler sanayileşliği yün Uberal kapltalizmin ve onunla beraber liberal demaokrı in ve bunlara dayanan larih, cemivet, İktisat ve hukuk telâkkilerinin ürleri zaten sona ermiş olur. Hülâsa Ayrupanın cemiveti telakki sahasındaki hükümleri öyle hükümler dir ki onlar her şeyden evvel Avrupanın cihan üstundeki hekemonyasının, yani bir taraftan Avrupa dahilide sınıflarla smıfların diçer taraftan müs- temlekeci memleketlerle müstemleke ve yarı müstemlekeler arasında, niha- yet müşteralekeci memleketlerin de bixzzat kendi aralarındaki tezadın mah- sulüdürler. Binaenaleyh bizsat 'Türkiyenin cn şerefli bir şekilde dlğer ger! melekellere örnek olduğu milli kurtuluş harcketleri, bizzat bu Avrupa hükümranlı- ğinm hem siyasi hem de iklisadi sahada âlkkımşümullüğüne barşı bir reak siyon, bir inlalüp ulduğu icin, milli kurtuluş hareketlerinin cemiyeli ve âlemi telâkki taracaı da başka olacaktır. Biz Avrapanm hem havatta, hem ilimde tekniğini avnen alacak, fakat cemiyeti telâkki tarzında bu tekniği kendi hesabumiza ve kendi menfaatimize kullanacağız. Binacenalevh ru- hunda müstakbelin rilşeymini taşıyan inkılâpçı Türk münevyetliği Avru- panın ne peyki, ne tabli, ne hayranı değil olsa olsâ sadece mirascısıdır. Çünki teknik başka şey ve röjim başka geydir. Diz tekniğzi alır fakat teknile tahakküm tarzını almıyabilirüz. Zaten tarihin hutün devirlerinde bu hal tekerrür edip gilmiştir. İlk çağ orla ( rejimini deçil Lekniğinl verdi, Ortr çaç son çağa rejimini degğil, teknişini yerndi, Muasır deyrin <soan çağdan aldığı da rejim değil tekniktir. Aynı suretle kapilılist ve müstem- lekecl Ayrupa da bu gün bir rejim buhranı içinde bulunuyorsu, bu buhrant her şeyden cevvel bir ntlayış alameli olaruk telükki etmek Tâzımdır. Bey nelmilel bir isştişmara ve halli kabil olmıyan beynelmilel tezatlara daya- nan bu rejim tekniğini Avrupa dahilinde nasıl isterse övle bir rejime bı- rakabilir. Fakat onun gerek ilim ve gerek havatta, telâkkilerinin değil, fakat tekniğinin maeşru bekleyicisi milli kurtuluş memleketleridir.