KADRO Bitli bir adam, ne hazin bir şeydir! Sanki, üstüne bir nuhusel çökmüş gibidir. Bir firengili, bir cüzzamlı, her kes - arasında kendisini nasıl eksikli ve biçare hissederse, bitli de öylece, utanç ve korku ile ketidi içine çekilmiş bir zavallıdır. Gizli köşe ve bucaklara saklanıp, melul melul siftinir, durur. Bitli adamın canı, hiç bir şey yapmak istemerz. İştihası yoktur. Daimi bir kesiklik ve kırıklık içindedir. Hasta değildir ama, herhangi bir veremliden daha bitkin ve herhangi bir cüzzamlı- dan daha mishin görünür. Bit, bir illet midir? Hayır. Fakat, çok defa, temelli ve müzmin olarak sardığı bir bedeni herhangi bir illetin mikrobu gibi sinsi sinsi yer, kemirir. Koca bir yiğit götdesini, yavaş yavaş, bir süf- li derviş vücudu şekline sokmasını bilir. B Bir inkılâp rejiminde, oportünist (1) tıpkı bu Bit gibidir. Evve- lâ, biri ihisi, sorra anu yirmisi, daha sonraları yüzlercesi birden o faze, dinç ve genç cemiyet bedenini sardı mi, arlık, onun, biraz evvel, sıkhati, kuvveti, neşveyi, iradeyi ifade eden manzarası değişmeye başlıyacaktır. Yacaş yataş, her yanına bir köhnelik, bir sünepelik, bir harabatilik çökecektir. Garip bir dalâlet, inkılâpçıya, bu en tahlikeli inkılap düşmanını bir zararsız - va hattâ çok defa - bir faydallı unsur halinde gös- fermiştir. Bir muhafazaküâr, bir mürteci, bir tiran... işte, hemen bütün inkılâpçılarca, yegâne düşman, bunlar telâkki edilmiştir. Halbuki, Fransız ihtilâlini durduran ne Papa idi, ne Bonaparte! Fransız ihtilâlini, Talleyrand'ın yumuşak, uysal ve desas pençesi durdurdu. Bununla beraber, Talleyrand, hiç bir şeye, hiç bir kimseye iha- net de etmiş değildir. O, kendisine verilen vtazileyi, birbirine benzemeyen üç devirde, birbirine düşman üç türlü Efendinin emri altında sadakat ve hulusla ifa etmiş müstakıyım bir devlet adamıdır. Ve, işte apartunist tipinin eri zaif ve an kuvvetli tara- fı da budur. (1) Her devrc uyan, ve hiç bir prensipi olmayan,