Pa r!ıı! a İsmail Hakkı Beyin Mefküreciliği. Şevket Süreyya İsmail Hakkı Bey, sade bir Türk terbiyecisi değil, ayni zamanda bizim en verimli bir mütefekkirimizdir. O uzun yıllar cski Darül- fünun ve yüksek mektepler kürsülerinde yaptığı terbiye ve telkim vazifesine şimdi «Yeni Adam» adında bir arkadaş mecmuanın başında devam ediyor. İsmail Hakkı Bey yalnız bir âlim değil, ayni zamanda bulundu- gu kürsüye, bulunduğu işe, hulüsa müdahalesi olan her şeye ken- di fikri damgasını da vuran bir ilim adamı, yani bir şahsiyettir. Zaten bunun içindir ki İsmail Hakkı Beyin ismi giren, yani şah- siyeti karışan ilim ve terbiye meseleclerinde münukasa hiç bir zaman umumi ve bitaraf bir çerçeve içinde yürüyemez ve böyle bir münakaşada derhal cepheler teşekkül eder. İsmail Hakkı Bey bu cephe mücadelelerine yalnız bir takım ilmi tezleri, yahut yal- nız manevi şahsiyetini değil, bütün maddi varlığını da atmaktan çekinmez. Fakat anum - bizde çokluk misali olmıyan - bu bitün yarını ve bütün benliğini mücadeleye atmasının üstünde da- ima degğişmiyen ve hâkim kalan bir şey vardır: İsmail Hakkı Be- yin ilim adamlığı.. İster mektep idaresinde olsun, ister ders kürsüsünde olsun, ister kitap sahifesinde veya gazete başında olsun, İsmail Hakkı Beyin her şeye rağmen kendinde kaları ve ondan ayrılmıyan vasfı bu- dur: İlim adamlığı. 27 inci sayısında Kadro, bizde çıkan mecmuları tehlil ederken Yeni Adamda İsmail Hakkı Beyin endisidüalist ve demokrat cephesine biraz dokunmuş ve Yeni Adamın eklektik mahiyetini işaret ctmek istemiştir. İsmail Hakkı Bey Kadronun bu işaretlerine Yeni Adarmmın 17 inci sayısında cevap verdi. Bu cevabın ilk plânmda İsmail Hakkı Bey Kadro'nun kendi eserlerini lâyıkile tanımamış olduğunu kayde- derek endividüalizmden, demokrasiden ve elektizmden anladığı manalar üstünde duruyor.