Filhakika İsmail Hakkı Beyin irili - ufaklı sayısı otuza varan fi- kir mahsullerini tamamen okumamış olmanın hiç şüphe yok ki bir münevver için kusur olduğunu itiraf etmekle beraber nihayet bildiğimiz kısımlarım bize verdiği kanaatlerden yürümek şartile dahi Kadro ve Yeni Adamin aralarında bir fikir karşılaşmasını yürütebileceklerine tamamile inanıyoruz. Kadronun işaretlerinden İsmail Hakkı Beyi en ziyade tahrik eden nokta kendisinin endividünlist telâkki edilmesi noktasıdır gibi görünüyor. Arcak burada endividüalist kelimesinin İsmail Hakkı Bey tarafından tamamile müccrret ve çıplak manasile alındığımı da ayrıca işaret etmek lâzımdır. İsmail Hakkı Bey her şeyden evvel bir terbiyecidir. Terbiye ise insanın nihayet cemiyet içinde bir kemali demek olduğuna göre zaten haddizatında tam endividüalisi terbiyeci yoktur. Va- kıa cemiyet içinde terbiyenin cemiyet için terbiye demek ol madığmı, binaenaleyh terbiyede içtimci bir gaiyet olmayıp, ter- biyenin esası ferdin ruhi kabiliyetlerinin ancek bu kabiliyetler istikametinde inkişaf ettirilmesinden ibaret bulunduzunu iddia edenler da vardır. Hatta bütün terbiye telâkkilerini: 1 — Camiyet icindea terbiye 2 — Cemiyet içinde ve cemiyet için terbiye olmak üzere iki ana sınıfa ayırmak pekâlâ kabildir. Fakat her iki smıftelâkkidede nihayet cemiyetin terbiyeye bir mesnet oldu- u aşikârdır. Zaten terbiye içtimat vasfını da hu mesnedinin ce- miyet oluşundan, yani nihayet bir içtimat mahsul bulunuşundan almıyor mu? İsmail Hakkı Bey de terbiye nazariyelerinde esasen telâkki iti- harile bu ikinci sınıfa intisap eder. Meselâ asağıki satırları ken- disinin terbiye telâkkilerini umumi formüller şeklinde vermek istediği bir yazısından çıkarıyorum: (1) &Terbiye Içtimal sebeplerden dağar, yaşar ve ölür. Terbiye muayyen bir viçlimni makaadın husülüne çalışır. Terbilye muayyen bir iİçtimat hüviyeti ehazırlamıya mecburdur, 2Terbiyonin gayesi evvelâ umumiyetle bir vatandaş, hususile bir meslektaş eyetiştirmektir. İçtimai adamı, umuml manasile ahlüki, lisani, bedik ndam, ohususi manasile de mesleki şahstyetle mücehhez olmalıdır.....» (1) Gürbiz meonmlası, Sene 1932 sayı 75 başmakale 3 a . ö e rum ef GÖi —e ee B —e a e G A T B pp tak ü . .—. ı