le, inkilâp hükümlerinin hangi temeller üzerinde kurulabileca- ğini ihtar etmektedir. Bize göre, bu büyük tezedi göz önünde tutmıyan, bu temel üze- rinde yükselmiyen hükümler, realist, binacnaleyh ilmi olamaz. Ve inkilâpçılık, her şeyden evvel, kendi ilmini yapmakta inki- lâp tater. © İnkilâp, bir yıkılış ve bir yaradılış ifade eder. Tarih, bütün inki- lâpları, ancak böyle tanır ve tanıtır. Yapıcı olmıyan hareketler, bir merhale, bir dönüm sayılamaz. İnkilâbın inşacı olusu, bun- dan ileri gelir. Yeni kafa, yemi yürek, yeni türkü, ve yeni yaşa- yış... Topraklarımızda bunları yapmak istiyoruz. Kafasını, yü- reğini, türküsünü yenilemiyenler bizden değildir. Ve inkilâp sa- fında yer almak için, rüzgâr fırıldağı benzerliği ile «yaşasın» demek, bir mana taşımaz, Türk inkilâbı, Tanzimat ve Meşrutiyet gibi kafasız, yüreksiz ve türküsüz olamaz. OÖnun icin o, yaratacaktır; ilimde, ahlâkta, san'atta.. başıhozukluğun yerine şahsiyet koyacaktır. Ankara, nasıl, siyasette Babıâli ankazını tarumar ettiyse, ilimde darülfü- nun zihniyetini, ahlâkta kötü Fferdiyetçiliği, san'atta manasızlı- ğı.. da söküp atacaktır. Bunlar, yeninin, yaratıcılığın tezahürle- ridir. 8 Türk inkilâapçılığı, millet'i, tariflerinde «siyasi ve içtimai bir cüzülamı olarak telâkki eder. Bu telâkki, inkilâbim sadece si- yasi değil, içtim at de olduğunu bildiriyor. Ümmet devrinden millet devrine geçmek hamlesini kendisine siklet merkezi ya- pan inkilâbımız, yalnız siyasi bir yeni teşekkül değil, içtimat bir yeni bünye de yaratmak davasındadır; ve bunun tahakkuku, o- nım cihanşümul manasını kuvvetlendircceklir. İçtimat inkilâp, ahlâkta, hukukta, san'atta, iktisatta, dilde... bü- tün cemiyet müesseselerinde yepyeni bir ifade yaratmakla ola- caktır. Bu yaratıcılığın temelleri atılmıştır: Türk cemiyetinin ta- rihi akışı ve bu akış içindeki rolü aydınlanmış, bugünden yarına doğru yürüyüşümüzdeki mukadderimizin genc üstünlük ve ön- cülük olduğu işaret edilmiştir.. Türk dili, bu üstünlüğü ve öncü- 81