t faalini en iyi temin edecek damızlığı yetiştirecek; tohum islâh istasyonları, ferde en ziyade kâr getiren tohumlukları dağıtacak; tavuk enstitüsü ferde en çok yumurta veren tavuğu tanıtacak; Zirnat Bankası ferde en iyi kredi yolunu gösterecek va fert, böüy- lelikle hakikati anlıyarak, kendisile beraber Türkiyenin de zi- raat seviyesini yükseltecek. Görülüyor ki, her hangi bir siyasette hareket noktası gayet mü- him bir rol oynamaktadır. Ferdi ve ferdin kendi menfaatini her- kesten ziyade müdrik oluşunu, hareket noktası olarak alan libe- ral bir siyasetin tatbikatındaki bütün tecelliler beklenilen neti- celeri vermemişse, hiç bir vakit bunu, tatbikatırı fenalığı ile izah etmek doğru değildir. Halbuki deniliyor ki, ziraat memurlarımız iyi hazırlanmamısşstır; yeni müessescler açalım. İstasyon ve haralarımız ihliyacımıza kâfi değildir; çoğaltalım. Kredi sislemimiz bozuktur, düzeltelim. Yani şimdiye kadar gü- dülen siyasetin tatbikatını islâh edelim. Buna karşılık diyoruz ki, bozuklak tatbikatta değil, hareket nok- tasındadır. Eğer Türkiyede en yüksek ilim müesseseleri, en mükemmel is- tasyonlar, en zengin haralar, an geniş bir kredi teşkilalı v. s. mev- cut olsa bile, elde edilecek neticeler bugünkünden pek farklı ol- miyacaktır. Çünkü İiberal siyasetin dayandığı «ferdin kendi menfaatini herkesten ziyade müdrik olduğun nazariyesi sadece parlak bir iddia dır. Bu parlak iddia, insanlığı aşağı yukarı bir buçuk asır oyaladı. Bu iddia üzerine kuruları cihan iktisadiyatı, bugün, kronik bir kör barsak iltihabının kangrenleşmesi gibi, tefessüh halinde bu- lunmaktadır. Kendi menfaatini herkesten ziyade müdrik olduğu iddia olunan fert, ham kendisini, hem cemiyeti içinden çıkılmaz bir anarş i bataklığımın içine sapladı. Buhran denilen bu badire, fert men- faatinin cemiyet için hiç bir vakit emin bir kılavuz olamıyaca- gını açıkça isbat etti. SŞimdi bütün insanlık bir dönüm noktası üzerinde bulunuyor: Cemiyetiri talihini, ferdin menfaatine bağlı bulundurmakta de- 21