Cihan içinde Türkiye Ölü doğan çocuk Londra konfransı. Burhan Asaf, KADRO, neşriyatına başladığı gündenberi, geçen asırdan deyraldığımır elhan nizamının inhilâl etmekte olduğu iddiasını öne sürmüş ve işlemiştir. Bu tarihi inhilâlin sebeplerini, inkişaf seyrini ve müukadder neticesini, UD kortuluş İnkilâbi bakımından sistemlestirmeğe ise, avrıca ehenimiyet vermiş ve ayrıca itina elmişlir. Yani, kapitalist ve liberal nizamım inhilâ- lini, bu nizamın içinde hapsolan bir görüşle takip etmekten daima sakın- miş ve İnhilâli heni daha ihatalı olabilmesi için dışardan hem de İnkilâ- bımız narmmına dahü faydalı olabilmesi için inkilâbımızın fikir sahanlığın- dan takip etmesini bilmiştir. Meselâ, cihan buhranı ile beraber «serbest ticaret ve serbest mübadele, nin kalkmış olduğunu tesbit etmek, Londra'da oturan banker için olduğu gibi, Sivas'ta kumaş satan dükkâncı için de mümkündür, Pnkat hâdisenin manası, her iki taraf İçin de başka başkadır. Önce başka olduğunu, son- ra da niçin başka olduğunu araşlırmuazsuk, udına #cihan buhranıs: dedi- Eimiz hüdise hakkındaki takdirlerde memleketler hakımından Tark kal- maz. Halbuki, takdirlerde bir Tark vardır ki, buhran hâdisesi vilcut bulup inkişaf elmiş ve bütün bir nizamı tasfiye edici bir mahiyel ulmıştır. Tuk- dirlerde bir fark olması nasıl tabii ve zaruri olmasın ki, «cihan buhranı,, nihayet, milletlerin birer enfüsi irade halinde ayrı monfaatler ve ayrı ga- yeler etrafında hbirbirlerile çarpışmalarından hasıl olmuş bir haldir. Böyle olmasa idi, «cihan buhranı» şimdiye kadarki buhranların tıpkısı kalır, bir piyasa hâdisesinin eb'adını aşamaz ve kendiliğinden tasliye edilip giderdi. Cihanda geçen asrın umumi ve müşteerk görüşü ve iktisadi hayata kmurşi umum! ve müşterek İnkiyat ve itaati kalmadığı içindir ki «buhrana tipik, alışılmış ve malüm bir hâdise olmaktan çıkmış ve Şaz, şaşırtıcı, ve meçhul bir munmma eb'adını almışztır. Ki tarihte bu vasılta olan hüdiselere «dü- nüm noktası» ismini veriyoruz. Şu halde, nasıl alur da, cihanın mukadderatı bakımından bir «dönüm nok- (usıb nı işaretliyen bir hâdise, inkilâp Türkiyesi sahanlığından, tıpkı Lou- dra'daki bankerin yahut Bombay'da oturan müstemleke tücoarının gözü- le görülüyor? Esefle kaydetmek meeburiyetindeviz ki, matbuatımızın bü- yük bir kısmı, üç buçuk senedenberi, gerek islihalesini yapmakta olun ti- han nmizamı gerek İse hu istihaleyi buğrında taşıyan buhran hakkındu, müstakil bir görüşe sahip olamanılış ve hep şarbın. buhran hakkındaki frasyolojisine tAbi olup kalmışlır, «âman Şu buhran bitse!» temennisi, KADRO'nun sahifelerine girmemiy- tir. Bilâkis, Türk İnkilâbmın muvaffak olacağına ve bülün cephe boyun- 82