ık. Bu görüş ve telakkilerinde israr ettiği müddetçe, kendisi iç'n lacak bir şey yoktu. Mektep müdürü Maarif Vekilimiz ile de gü- yüştü. Birlikte bir karara vardılar: San'at'ı Devlet himayesine almak lâzımdır. Fakat bunun için de san'alı'n cemiyet ihtiyaçlarına uyması, bir memleket san'atı olması, bie inkılâp san'atı olması şarttır. maışt Resaam ve haykeltraşlarımız, bu hususta, muharrirlerimizden geri kal- mışlardır. Edehiyatta, yeni görüşün meyvelerini verdiği iddia edilemez. Fakal görüşün yenileştiği de tırkâr edilemez. Bütün cephe boyunca bir- değişiklik vardır İsim saymak istemiyoruz, Takal alâkadarların hepsi bilirler ki, Türk edebiyatı, gay e ne kadar varmamış olsa, yolunu, kısmen bulmuş kısmen de bulmağa çalışmaktadır. Neden ressamlarımız için ayni $ey kabil oamasın? Neden gelecek seferki sergide, yepyeni mevzularla, tar.h, imkılan va memleket mevzularile karsı kânsız olaun. Öyle ummmak isteriz ki, yeni sergilerimizin mevzularını, yukarıda saydığımız ölü nesneler değil, Türk cemiyetinin diri davaları arı teşkil edecektir. aşmamız im ve dici manzar Resaamlarımız da anlamalıdır ki, Türk san'alına içtimai siparis'i veran en büyük kuvvet, Türk inkılabıdır.