Türk Devletçiliği İhtibas devletçiliği değildir... DBr. Vedat Nedim, 13 Nisan 1933 tarihli Aksgam gazetesinde müderris İbrahim Fazıl imzalı ve «İnkılâp devletçiliği, ihtilal devletçiliği, dezildir» adlı bir yazı çıktı. Bu yazı, bir iktisatçıdan ziyade, bir pisikopataloğu daha ziyadı alâkadar edebilecek mükemmel bir ihtibas hadisesi örneğidir. Malum olduğu üzere, tabii bir suretle tatmin olunamıyan duygu, hırs ve düşüncelerin herhangi bir sebeple şıruraltına tazyik edi- lerek ililmesine sihtibas» deniliyor: Verdraengung. Refaulemeni. Her ihtibas, bu tazyikten kurtulmak ve şuuraltından dışarıya fır> lamak için kendisine bir menfez arar. Fakat ihtibasa uğramış duyğu, hırs veya düşünce, doğrudan doğruya ve saf olarak giderilememek imkânsızlığı karşısında ol- duğunu sezince, şuuryüzünde tahrif edilmiş şekillerde tecelliler yapar, Meselâ, bir kadına olan tutgunluğunu, tabii bir surette gi- deremiyen ihtibaslı bir aşıkın kendisini içkiye, kumara vurması, aklını oynatması veya kendini öldürmesi gibi... (Kara sevda)!. © «Kırk. yıllık Yani, olur mu Kâni?» denildiği gibi, Liberal mekte- bin herhangi bir sadık misyonerinin de su katılmamış, integral bir devletçi olmasına imkân var mıdır?7 Fakat ne çare ki, liberal mehtep, iflâs borusunu çoktan cihan mık yasmımda çalmış bulunuyor. İktisadi inkişaf, liberal nazariyeleri çiğneyip geçince, ferdi men- Taatin en iyi ve en tabii bir nâzım olduğu iddiası hadiselerle tek- zip olunca, Devletin iktlisat işlerine karışmamasından fayda değil, zarar, intizam değil, anarşi doğunca liberalizmin de ihtibas devri başlamıştır. Kapitalist iktisat sisteminin başıbaş inkişafından zarar gören sı nıflarda liberalizmin ihtibas hadiseşi başlıca iki şekilde tecelli etmiştir: 16