Cıhan içinde Türkiye: Washington - Londra Burhan Aşai. â?ıııyıırın'ın çıkmasından iki hafta sonra Londra İktisat ve Pare konfe- ransı toplanacaktır. Şu sratle, Washington'dan Avcupa'nın son mürah- hasları memleketlerine dönmaktaedirler, Asıl konuşmalar Roosevelt, Mac Donald ve Herriot arasında olmuşur. Çünki konuşulan meselelerin başlıcalarını Para esası ile borçların tasfiyeası teşkil ctm_î; ve çünki ge- rek para &eszasi meselesi altını elinde bulundurmak gerek ise barcların tasfiyesi meselesi alacaklı olmak bakımından, ancak bu üç devlet adn- mının mensup hulundukları memleketleri alâkadar etmektedir. Bütün ötoki memleketler, ya altından mahrumdurlar yahut ta borçlu. Demek ki, tâbidirler. Gerek altın ve para esası gerek ise barçların tasfiyesi davası, sermaye” darbhk mabedine çizmelerile giren buh-anın alaşağı ettiği iki puttur, Hattâ 1931 senesine yani İngiliz lirasının düştüğü tarihe kadar altından başka bir para esant olabileceği hatıra gelmediği gibi borcun ödenme- mesinc da en büyük haram gözüyle bakılırdı. Sovyet Rusya'nın meselâ eski çarlık barçlarımnı tanımaması, bu memleketi afaroz ettirmişti. O ka dar ki, aforozun siddetinden Ürken bir çak fukara Avrupa memleketleri, borçlarını ödeyemiyeceklerini gitllikçe daha iyi anladıkları halde, horç- larına sadık olduklarını her vesile ile tekrar etmeği sicillerine geçmesi lazımı bir hüsnühal nişanesi telakki ediyorlardı. Fakat buhran ilerle- dikçe, vaziyette inkişal halinde bir değişme oldu. Meselâ Almanya, siya- $i tamirat borçlarını -'id'w,-eınîycceğinî ileri süreçken, aksi taktirde Hicari kredilerin de tehlikeye gireceğini pervasızca ilâve etmeğze başladı. A- vusturya, kendini alacaklıları arasında Mmüzayedeye koymakta beyis görmedi. Bir tel bende» ebesi gibi, en son krediyi kim vevdi ise, onun peşinden seyirliyordu. Avusturya'yı kendi tarafına çekmek ve bu su retle, verdiği kredilerin birine! hipotek hakkını muha aza etmek için, her alacaklının yapacağı yegâne şev, krediye devam eylemekten iba- retti. Fakat bütün alacaklılar çoklan Ffarkıma varmışlardır ki, bunlar arlık günün birinde ödenmek üzere açılmış krediler değil #â fonds predus verilmiş politika rüşvetlerinden ibarettir. Boxç ve borçlu ahlâkiyatınım bu tarzda sarsılmasına muvazi olarak, al- tına olan iyman ve itimat da azalıyordu. Harp sonrasının ilk senesin” den ilibaren altın üze inde yapıları spekülasyon #on raddesinc yarmış- di. Alacaklılar, altını &le geçirmekle onun fiatını )ükı.rlli)'orlaxı_hıı su” retle verdiklecinden fazla bir Para tahsil etmiz oluyorlardı. Eşya Fiatları düştükçe, altının fiatı fırlıyar; paralarına altını ozas tanımak isteyen milletlerin çoğu borçlu va umumi muvazçnelerinde dalma açık veren milletler oldukları için, altın esasında sra: ettikçe, altını daima daha p.ıhn.!ıy.ı satın almak mecluriyetinde kalıyarlar, çok pahah bir para politikası gütmüş oluyaorlar, nelicede, bütün iyi niyetlerine (?) rağmen 82