sada yapmazsa, millet ne yapsın? Şef ne yepsın? İnkılâpçı ol- mak; inkılâba sadık kalmak, ancak onun davâlrına sarılmak, bütün enerjisini bu davâlara sarfetmek ve bütün mukadderatını bu inkılâba bağlamakla olur. Memleket sevgisi, bir ruh fantazisi değildir. Onun şartları, za- ruretleri ve icapları vardır. Lâalettayin bir adam memlekete ra- bıtasını, bu millet makanizmasının hücra bir köşesinde lânletta- yin bir perçin çivisi gibi yerini almak, elinden geleni yapmakla isbat edebilir amma, bir Darülfünun unsuru için lâzım olan, bu makanizman'n başında ve beyninde bir dimağ höceresi gibi mü- dir ve Faal olmaktır. İçinde yaşadığı ve mahsulü olduğu cemiyetin seyrini, yeni da- vâlarını ve inkişaf istikametini işliyemeyen, terkip edemiyen, izah edemiyen bir Darülfünunun, memleketin münevyer nesli üzerinde otoritesini tesis etmesine imkân var mıdır? Cemiyetin ardında kalan, cemiyetin fütuhatını arkadan seyre- den, yeni Türk neslinin beklediği orijinal terkipler ve izah- lar yerine ona, zavallılığı abasının deliklerinden taşan bir Diyo- jen gururu altında, nihayet ya aynen nakiller, ya daha kötü şey- ler veren bir havanın içinden yol göstericiler değil, ancak yolda kalanlar çıkabilir. İnkılâbımızın onuncu senesine bastığımız halde Darülfünunu- muzun ilim, ilim diye bize sunacağı şey, hâlâ bir kötü tercüme veya bir kötü adaptasiyondan ibaret kalacaksa, bu şahsiyetsiz sörmayeyi, onu bize sunanların kendileri için saklamaları çok daha hayırlı olur. Çünkü böyle bir sermaye ile teçhizatlanıp in- kılânp sahasında mücadeleye çıkarılacak unsurun evvelâ şahsi- yeti yoktur. İnkılâbımızın ideolojik davâları kurşısında daima ya boş, fa- kat mağrur bir sükütu, ya geri, fakat ilim sözüne bürünmüş bir mukayvemeti şıar edenler, kendilerine bu manasız süküt veya bu frazcolojik âlimlikten evvel inkılâp hassasiyetini ve cemiyet meselelerine bağzlılışı mal etmelidirler. Filvaki inkılâp hassasi- yeti, idealist bir seciye ister. Fakat idealizim, ilim adamı olmak iddiasında bulunanın tabit ahlâkı değil midir? Filhakika mem- leket meselelerine bağlılık, memlekete ilim ve usul namına ha- zır hükümler ithal etmek kadar kolay değildir. Onu benimse- 9