Zirai mahsul satışlarının kârsizlaşması, tesirlerini devletin vari- datında da göstermiştir. Buhrandan evvel bu veridatın kaynak- larını geniş müstahsil kitlesinin kârlı satısları canlandırıyordu. Müstahsil, devlete karşı, eline geçen para miklarınca bir tedi- ye kabiliyeti gösteriyordu. Bugün ise, devlete olan borcunu, ser- mayesinden yani hayvanını, vesaitini satmak suretile ödemek- tedir. Bu öyle bir mükellefiyetlir ki, diğer borçların fev- kinde gelir ve bilâ münakaşa ödenmek mecburiyetindedir. Bu- nun için kârsız ve zararına enlışların, köylü bütçesine ve köylü bütçesinden devlet bütçesine aksetmemesine imkân yoktur. Zirat mahsulât satışlarının kârsızlaşmasının, müstahsilin piyasa- dan alâkasını kesmesi gibi bir netice tevlit ettiğini müşahede ediyoruz. Muhsulâtı mütenevvi olan bir çok sahalarda, müstah- sil, mahsultin para etmediğini görerek pazar emtiası istihsali- ni terk ve zati ihtiyaçlarına lâzım olan maddeleri bizzat kendi- si istihsal etmektedir. Bu hâdisenin ifade ettiği iktisadi mana, köy müstahsilinin kendi içine kapanması, yani emtia iktisadi- yatından zali iktisada vic'atidir. Bir tek misal verelim: Anka- ra'ya yüz kılometre mesafede bulunan Kızılca hamamda tiftik keçisi besliyen bir köylü ile olan konusamada, köylü, bundun üc sene evvel 400 tiftik keçisi olduğunu ve tiftik fiatlarının sukutu üzerine vergi ve sair barçlarını ödemek için her sene yüzden fazla tiftik keçisi sattızını, hayvanlarının kısımı azamının mez- bahaya gittiğini ve bugün elinde ancak elli keçi kaldığını söy- lemişti. Bunları da satınca nasıl yaşıyacağı kendisine soruldu- ğu zaman, cevâp olarak diğer köylüler gibi tuzdan başka bir şe- ye para vermiyeceğini, tarlasının ve elinde kalacak bir kaç hay- vanın mahsulile kendisini idare edeceğini söylemisti. Hakika- ten o civarda bu köylü kadar tiftik keçisi olmıyanlar, haznesi pazarda olan kazanç musluğu tıkanımca, çoktan kendi içlerine çekilmişlerdi. Bu hâdise, bize su tarihi hâdiseyi hatırlatmaktadır: 19 uncu az- rın ortalarına kadar Anadolu'da Şarktan gelen kervanlarıin ta- kip ettiği yollar üzerinde bulunan ticarct merkezlerinde, kâr- vanlarla yapılan ticaret, mahalli emtia mübadelesini zorlıyarak bu yollar üzerinde mübadele düğümleri vücude getirmişti. Bu ticari düğüm noktalarının civarında bulunan köyler de az veya Dü