a— Biz, diyor; ferdin ne kabahatine, ne faziletine ehemmiyet veririz. Her şey cemiyete ve muhite bağlıdır. İyi kurulmuş bir cemiyette va kötülüğe müsait olmıyan bir muhitte her fert iyi ve faydalı bir unsur olur. Daha ilk adımda bir komunisma dersi!.. Ve an ve yer o derece talkına elverişli ki, insan bu ukalalığa kızmıyor bile. Tebesatüim- le dinliyor. Bolşeva kövünün havası, ruha yalnız sükün ve inan kabiliyeti veriyor. Burada bir Romünisi cemiyetini müinyatür halinde, âdeta, bir resimde, bir kitapta gibi mürekkeplesmiş, sentezleşmiş olarak görüyorum. Gençliğimde Anatol France ve Paul Adam gibi sentimental sos- talist muharrirlerden, müstakbel sosialist cemiyetlera dair yazıl- mış bir takım tasavvuri romanlar okumuşstum, adım adım dö- laştıkça, hu romanların s#ahifeleri gözüm önünde yeniden birer birer canlanıyor gibiydi. İşte, herkesin bir arada gülüp eğlendiği umumi meydan; işte, herkesin bir arada yiyip içtiği umumt mutfak va yemekhane; İşte, kocaman ve tek bir binanın bir çatı altında barındırdığı kadınlı erkekli, çoluklu çocuklu işçi yığını ve nihayet, işte, ho- müne mahsus işlerin hep bir arada konusulduğu ve adaletin hep bir elden tevzi edildiği «halk şurasın. Gözlerime inanayım mı? Yoksa bütün bu gördüğüm şeyler ye- ni bir sinema şeridi için hazırlanmız birer dekordan, birer öoyun- dan mı ibarettir? Eğer, o koca koca binaların taş duvarlarına elimle dokunmasam; eğer, derin ve geniş kazanları islimle işli- yen multfağın yemek kokuları burnuma kadar gelmese; eğer, umumi meydandaki radio'nun durmaksızın çaldığı havaları kendi kulaklarımla dinlenesem; eğer, tezgâh ve fabrikalardaki emlia yığınlarını, arkadaşlarla hep bir arada tetkik etmesek; eger, tenis yerindeki genc kızın taze ve cevik vücudunun önümüz- den bir bahar rüzgârı gibi gelip geçtiğini seyretmesek bütün bunların yalan olduğuna hükmedeceğim. Sabık kasa hırsıziı yanıma yaklaşıp: «—- Bizim imal ettiğimiz şeyler hep spor levazımıdır; dedi. Bunu söylerken, yüzünde, mektebini ve derslerini gelen ziyaret- çilere göstermekten iftihar duy an bir mektepli çocuğun masum ciddiyeti vardı. 40