idi. Ki, 1908 de yapılan banka anketi de bunu iyice göstermiş- ti. Öyle ki, bu zeferki buhranda, kısa vadeli defter ve hesap pa- rası hesaplarile uzun vadeli sermaye hesaplarının birbirine ka- rışması yüzünden, bankaların seyyaliyeti sarsılmış ve en itibar- h banka imzaları bile, itibarlarını kaybetmiştir. «Öyle ki, 13 temmuz 1931 de kopan hadise ile (Alman banka kredisinin yıkılış tarihi) 18 inci asırda cereyan eden vak'alar arasında büyük bir benzerlik vardır. Ö tarihlerde, buhran baş- gösterdi mi, bütün banknot bankaları yıkılırdı. Bugün halbuki, böyle bir şeye imkân yoktur, çünkü kayme'nin tediye kabiliyeti kanun ile teyit edilmiştir. Halbuki o sıralarda, kayme demek, bankanın müşterisine verdiği bir borç senedi demekti. Kayme- nin bir borç senedi mahiyetinden çıkarak bir tediye vasıtası ma- hiyetini aldığı, ancak neden zonra anlaşıldı ve ondan sonradır ki, devlet, kayme basmayı bir imliyaz şekline koymağa lüzum gör- dü ve onun hem baskısını hem de karşılığınm kontrol etmeğe başladı. &İşte bugün de, mali kudretinin en zayıf hulunduğu bir anda, devletin, yıkılmak tehlikesi gösteren büyük bankaları bir çok nakti fedakârlıklar pahasına tutması, ancak ve ancak, kredinin fideciaire paradan (yani mütedavil akçadan) başka bir şey ol- madığını anlamasından ileri gelmektedir. Su halde, banka kre- disi hakkında da, tıpkı bir zamarıki banknot gibi, gerek hukuk ve gerek ise para esası bakımından lâzimgelen tedbirlerin alın- ması lâzımdır. Bundan sonra artık banka kredisinin de bir im- tiyaz telâkki edilmesi ve bu imtiyazın da devlet tarafından ve- rilerek devlet tarafından kontrol edilmesi icap eylemektedir.» Prof. Wagemann'in bu müşahede ve hükmü o kadar doğrudur ki, buhran yüzünden, Amerika ve Avusturya da dahil olmak ü- zere, bir çok memleketlerde, seyyaliyetlerini muhafaza etmek istiyen büyük bankalar, bunu yapabilmek için küçük bankala- rın yani taşarruf sermayelerinin başını yemişlerdir. Ve gine bu- nun içindir ki, tasarruf sermayelerinin himayesi ve bu serma- yelerin kredi spekülasyonlarına girişen büyük bankaların elin- de bir nevi seyyaliyet karşılığı telâkki edilmemesi hususunda her tarafta büyük mücadeleler yapılmaktadır. Bankaların bor- salara, borsaların esham ve senedata, esham ve senedatın gine tasarruf Ukçaja""a bağıl buıunduklnrı ve bütün bu para man- 30