Âtelyeden atelyeye dolaşırken önümüze çıkanların her birinde ayni özünme ve gösterme heyecanını hissediyoruz. «— Bakınız şu ayakkızaklarına; halis nikeldendir. «— Bu raketlerin bir kısmı ihracat içindir. Bir kısmı da Soviet Rusya'da istihlâk edilir. «— Bu futbol kunduraları çak sağlamdır. Moskova ve Lenin- grad stadiumları hep buradan alırlar. «— İşte, benim üstümdeki bu kumas vye bu fanilâ bu tezgâhta dokunmustur. Ben, köve alâkamı isbat etmek için sordum: e— Peki, burası bir köy ama hiç kövcülüğe dair bir şey yaptı- ğınızı görmiyorum. Yiyecek ve içeceğinizi nereden tedarik ecder- siniz? Sabık sarhoş, belediye reisi: «— Civar kövlerden, dedi. İlk zamanlar bizden çekinirlerdi. Şimdi, aramız çok iyidir. Hopsi tatil saatleri çalgı dinlemeze, si- nema seyretmeğe buraya gelirler. Bizden pek hoşnutturlar. Zi- ra, bizim teknisienlerimiz. daima onların emrine âmâdedir. Bir sual daha saordum: «— Burada hiç vukuat olmaz mı? Gene söze subık kasa hırsızı karıstı: a— Olur. Fakat ehemmiyetsiz vak'alar. Meselâ geçenlerde sey- diği kadın kendisine yüz vermiyor diye bir delikanlı ustura ile kadınin yüzünü kesmek istedi.» Bu da tıpkı Anatol France'ın «Sur la pierre blanche» romanın- daki gibi. Sosialist muharrir, müstakbel beldede hor şeyin deği- şik olduğunu tasavvur eder. Müstakbel beldede değişmiyen tek bir şey vardır. O da kadın, kadının füsunu ve bunun etrafında- ki gönül davalarıdır. Bekâr kızlar dairesinin kapısı önünde duran neşeli ve şakrak küme içinden bir genç kız kendisine dikkatle baktığımı seze- vek, saçlarını elinin tersile düzeltti ve bir sarışın yıldız ışığını andıran bir bakışla benden yana baktı. Rus kadımı. Eski ve Yeni tip. Soviet Rusya'sında ilk ve son olarak gördüğüm kadın şuhluğu da bundan ibarettir. Gerçi, bizim bildiğimiz yarı mistik, yarı 41